ŞEYTAN NEDEN FITRATI BOZMAK İSTER?
İnsan fıtratı birbirini örten katmanlardan ibarettir. Özde tevhid inancı, onun üstünde insanın biyolojik yapısı, onun üstünde insanın örtünme, haya gibi duyguları vardır. Öze yani TEVHİDE ulaşmak için onu örten biyolojik yapıyı ve tabii ahlakı ifsad etmek gerekir. Bir yemişin dış kabuğu soyulduğunda ya da yara aldığında nasıl çürüme başlıyor ve hızlıca öze ulaşıyorsa, insanın biyolojik yapısı değiştirildiğinde ya da örtünme ve haya gibi fıtri duyguları zedelendiğinde fıtratın özünde hızlı bozulma başlar.
ÖRTÜNME VE HAYA
“Ey Âdemoğulları! Şeytan, ebeveynlerinize avret yerlerini göstermek için elbiselerini çekip aldığı ve onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi (de) fitneye düşürmesin. (Çünkü) o ve avanesi, sizin onları görmediğiniz yerden sizleri görüyorlar. Şüphesiz ki biz, şeytanları iman etmeyenlerin dostu kıldık.” Araf 27
Neden? Çünkü örtünmek fıtri bir duygudur. İnsan örtüsünden soyutlandığında fıtrattan da soyutlanmış olmaktadır:
“(Bu vesvese ve yeminleriyle) onları aldatıp (ağına) düşürdü. Ağaçtan tadınca, avret yerleri kendilerine görünmeye başladı. Üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rabbleri onlara seslendi: ‘Ben size bu ağaçtan yemeyi yasaklamamış mıydım? ‘Şeytan, sizin apaçık düşmanınızdır.’ dememiş miydim?’ ” Araf 22
Annemiz ve babamız, avret yerleri açılır açılmaz buldukları ilk şeyle, cennet yapraklarıyla örtünmüşlerdir. Çünkü örtünmek fıtri bir duygudur. Şeytan insanı çıplaklaştırarak fıtratın özü olan tevhid katmanının üzerindeki örtüyü, koruma kalkanlarından birini iptal etmiş olur. Tevhide müdahale kolaylaşır. Bundan olsa gerek Yüce Allah (c.c.) cahiliye toplumunu teberruc toplumu olarak isimlendirmiştir. Teberruc açılıp saçılmak ve görünür olmak demektir. Yani cahiliye/şirk toplumu bir açıklık saçıklık, çıplaklık toplumudur. Fıtratı koruyan kalkanlarından birini kaybetmiş, tevhidlerini saldırıya açık hâle getirmiş ve şirke karşı bağışıklıkları zayıflamıştır. Bu zaviyeden bakınca çıplaklık meselesinin yalnızca ahlaki bir sorun olmadığı anlaşılır.
Bugün insî şeytanların tüm güçleriyle insanları çıplaklaştırmak için uğraşması; şeytanın suret ve sesi olan reklamların neredeyse her şeyi, çıplaklığı özendirerek topluma sunması; fahişeliğin sanatçılık; soyunmanın moda olması üzerinde düşünülmelidir.
Hiç şüphesiz; ilk insandan bu yana var olan şeytanın çıplaklaştırma projesi, bugün de vardır. Yani setr-i avret; yalnızca namazın şartı olarak veya elbise fıkhı olarak değil, cahiliyeyle mücadelenin esaslı bir rüknü olarak anlaşılmalıdır.
BİYOLOJİK YAPININ BOZULMASI
Bu zaviyeden bakıldığında eşcinsellik, güzellik için yapılan estetik ameliyatlar (sağlık için yapılan hariç), dövme biyolojik yapıyı değiştirerek Allah’a (c.c.) kul kılan fıtratı bozmaktır.
Allah Resûlü (s.a.v.) şeytanın bu oyununa karşı ümmetini uyarmış, Allah’ın fıtratına müdahaleden sakındırmıştır.
Abdullah ibni Mesud’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Yüce Allah dövme yaptıran, dövme yapan, yüzlerindeki kılları alan, güzel görünmek için dişlerinin arasını ayrık hâle getiren ve Allah’ın yarattığını değiştiren kadınlara lanet etmiştir…” Buhari, 4886; Müslim, 2125
Allah’ın (cc) hilkatini değiştirmek, insanın doğal yapısıyla oynamaktır. Şeytanın bu tuzağına düşen insan, doğal yapısını bozdukça İlahi lanete uğrar, ruh yapısını da bozar.
Rabbim bizi ve neslimizi muhafaza etsin. Allahümmeamin.
Selametle kalın
Fi Emanillah