BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ “FİLİSTİN BASIN AÇIKLAMASI”
Değerli basın mensupları, kıymetli hocalarımız ve siz çok değerli öğrenci kardeşlerim. Bugün burada toplanmamızın sebebi omuzlarımıza yüklenen yükün farkına varmaktır. Yaklaşık bir asır evvel başlayan ve 7 Ekim 2023 tarihinde ise şiddetini artırarak devam eden, neredeyse Filistin bölgesinin tamamına yayılan katliamlar yaşanmaktadır. Neticesinde, birçok sivil yerleşim bölgesi yıkılmış, Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığının verilerine göre de 7 ekimden itibaren İsrail saldırılarında 3 bin 457’si çocuk, 2 bin 136’sı kadın olmak üzere 8 bin 306 Filistinli aşağılık bir şekilde katledilmiştir. 21 bin 48 kişi ise yaralanmıştır. Bu saldırılar sadece Gazze’ye ya da Filistin’e değil, İslam coğrafyasına ve vicdan sahibi olan her insana yapılmıştır. Sivil yerleşimleri bombalamak, sivil insanları kasten öldürmek, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, üstelik bütün bunları maharet gibi sunmaya kalkmak, devlet değil ancak örgüt refleksi olabilir. Buradan bir kez daha belirtmek isteriz ki İsrail bir devlet değildir. Filistin Devletini işgal eden bir terör örgütüdür.
BU HAKLI VE KUTLU DİRENİŞTE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER VE DİĞER KURULUŞLAR, FİLİSTİN HALKINI TEK BAŞINA BOYNU BÜKÜK BİR ŞEKİLDE BIRAKMIŞ VE KADERİNE TERKETMİŞTİR.
Biz Balıkesir Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri olarak. Filistin’e, Doğu Türkistan’a, Bosna’ya, Arakan’a, Suriye’ye, Mısır’a ve zikretmeyi unuttuğumuz Müslüman toplumlarına yapılan zulme daha doğrusu ”soykırıma” daha fazla sessiz kalmak istemedik. Efendimiz Hz Muhammed Mustafa (S.a.v) bir hadisi şerifinde bizlere şöyle buyurmuştur: “Sizden her kim bir kötülük veya çirkin bir şey görürse onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse diliyle değiştirmeye çalışsın.Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir”. Bu hadisten yola çıkarak imkanlarımız doğrultusunda bu zulüm sonlanana kadar kesinlikle sessiz kalmayacağız. Bugün Filistin’in sesi olmayanlar, yarın İsrail sınırlarımızda konuşlandığında ses çıkaramayacak kadar aciz duruma düşeceklerdir. Filistin topraklarında işgalci değil ev sahibi olduğunu iddia eden İsrail’in vaadedilen topraklar adı altındaki uydurma inançları ile gözlerini Türkiye’nin topraklarına diktiğini de göz ardı etmemek gerekir. Öte yandan Dünya’nın çeşitli bölgelerinde bir çocuğun ayağına ufacık taş değse günlerce sokaklarda eylem yapan, isyan eden, insan hakları savunucuları haftalardır üç maymunu oynamaktadırlar. El kadar bebeklerin, daha tüyü bitmemiş yavruların zalimce katledilmesini hangi vicdan kabul edebilir? Hangi vicdan bir annenin katledilmesini ve yavrusunun öksüz kalmasını kabul edebilir? Duvarlara resimler çizmeleri gereken yaşta, sırf öldüklerinde teşhis edilebilmek için ellerine bacaklarına isimlerini yazan çocukları, okuma yazmayı yeni öğrenmesine rağmen ilk işleri vasiyet mektubu yazmak olan çocukları daha ne kadar görmezden gelmeye devam edeceğiz? Bizler biliyoruz ki ”bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar” Bu noktada vicdan sahibi her Müslümanı vicdan sahibi her bireyi bu soykırıma karşı yek vücut olmaya ve harekete geçmeye davet ediyoruz. Öte yandan sizleri yapacağınız her alışverişe dikkat etmeye, alacağımız her bir ürünü özenle seçmeye, bebek kanı ile üretilen ürünlerden uzak durmaya kısacası güçlü bir boykot sürecine girmeye davet ediyoruz. Çünkü Müslüman kardeşlerimize bir mermi de bizden gitsin istemiyoruz.
Konuşmamızın sonuna gelirken yaşanan bu vahim saldırıların en kısa sürede son bulmasını Allahtan niyaz ediyor ve biz Müslümanlara çok büyük bir sorumluluğun yüklendiği vurgusunu yapmak istiyorum.
Dinlediğiniz için teşekkür ediyor hepinizi Allaha emanet ediyorum.
