Haber Merkezimizin dün akşam saatlerinde sosyal medya hesaplarımızdan sorduğu sorunun cevabı aynı zamanda bir devrin şahitliğini de içeriyor:
27 Mayıs 1960 Cuma günü Demokrat Parti milletvekilleri, yöneticileri ve üst düzey bürokratlar tutuklanmaya başlıyordu.
Tutuklananlar ilk olarak Ankara’da Harp Okulu’na getirildiler. DP yönetiminin uygulamalarına tepkili olan subaylar ve Harp Okulu öğrencileri, burada bütün DP’lilere aynı şekilde davranmadılar. DP’nin yanlış uygulamalarının sorumlusu olduğunu düşündükleri DP yöneticilerine aşağılayıcı, hakaretamiz sözler söylerlerken; iktidarın yanlış uygulamalarına karşı çıkan DP’lileri ise alkışlar ve tezahüratlarla karşıladılar.
Örneğin Tahkikat Komisyonu’nun kurulmasına karşı çıkmış olan Balıkesir Milletvekili ve Demokrat Parti döneminde Menderes’in kurduğu dört hükümette; Ticaret Bakanı, Turizm Bakanı, Gümrük Tekel Bakanı ve Sanayi Bakanı olarak görev yapmış olan SITKI YIRCALI ALKIŞLAR EŞLİĞİNDE VE OMUZLARA ALINARAK karşılanıyordu.
Diğer isim, Milli Savunma Bakanlığından itibaren asker tarafından sevgi ve saygı duyulan ve DP içinde muhaliflerden kabul edilen Şemi Ergin de, çok büyük tezahüratla karşılandı. Subaylar ve Harp Okulu öğrencileri Şemi Ergin’in elini öperek saygılarını belirttiler. Bu görüntüler DP’lilerin tepkisine yol açacaktı ve Ergin’in darbeci askerlerle iş birliği yaptığı şüphelerini artıracaktı.
Darbecilerin önceden yaptıkları plana göre, önemli görevlerdeki az sayıda kişinin tutuklanması kararlaştırılmışken, darbe günü çok sayıda DP’li gözaltına alınmıştı. Darbenin liderlerinden Cemal Madanoğlu ve bazı darbeci subaylar kendilerine göre, iktidarın kötü icraatlarında payı olmayan tutukluların salıverilmesine karar vermişlerdi.
Askerler DP’li milletvekili ve bakanlık yapmış olanların tamamını tanımadıkları için, tahliye edileceklerin belirlenmesi görevini iki DP’liye, SITKI YIRCALI ve Şemi Ergin’e verdiler. Bu iki ismin tespitleri ve subayların onayı ile suçsuz olduğuna karar verilen DP’liler tahliye edildi. Yırcalı ve Ergin de dahil olmak üzere tahliye edilenler kısa süre sonra tekrar tutuklanacak olsa da, BU İKİ İSMİN DARBECİLERLE BU KADAR ÇABUK İŞBİRLİĞİ yapmaları ve darbecilerin verdiği yetkiyle kendi arkadaşlarını suçlu-suçsuz olarak ayrıştırmayı kabul etmeleri düşündürücüdür.
Demokrat Parti’de Parti İçi Muhalefet (1946-1960) kitabının yazarı olan ve Ankara Üniversitesinde Tarih dalında doktora yapan Haydar Temür’ün bu kitabında ve Atatürk Ansiklopedisi’ne yazdığı Şemi Ergin maddesindeki notları, bu konuda ayrıntılı bilgiler vermektedir.