DOĞU TÜRKİSTAN HEYETİ BALIKESİR’DE!
Doğu Türkistan’da yıllardır devam eden ve son dönemlerde artan zulme dikkat çekmek amacıyla; Türkiye’de bulunan Doğu Türkistan heyeti Balıkesir’de basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Balıkesir İHH öncülüğünde gerçekleştirilen basın toplantısında Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Genel Sekreteri Abdulehad ABDURRAHMAN, Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri Abdulehad UDUN, TRT Uygur Koordinatörü Araştırmacı-Yazar Mirkamil KAŞGARLI ve Doğu Türkistan STK’lar Birliği Koordinatörü Muhammed Emin UYGURİ basın ve medya temsilcileri ile bir araya geldi.
Yapılan açıklamada heyet şunları kaydetti:
“Aziz milletimiz, Sayın STK Temsilcilerimiz ve Değerli Basın Mensupları;
24 Kasım’da 40’dan fazla masum insan hayatını kovid bahanesi ile kapatıldığı binada yanarak kaybetti. 24 Kasım biz Doğu Türkistanlılar için vehim ve hiç unutmayacağımız bir gündür. 24 Kasım akşam saatlerinde Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi şehrinde Uygurların yoğunlukta olduğu bir mahallede yangın vahşeti yaşanmıştır. Meydana gelen bu yangın esnasında Çin yönetimi tarafından Kovid bahanesiyle kapıların ve yangın merdivenlerin kaynatılarak kapatılmış olması, bina sakinlerinin anında haber vermelerine rağmen itfaiye araçları için özel yolların dahi kapatılmış olması ve geçişlerine zamanında müsaade etmemelerinden dolayı aralarında çocuklar ve kadınlar bulunan 40 küsur Doğu Türkistanlı yanarak ve bazıları kendilerini 25 katlı binadan atarak hayatını kaybetmiştir. Biz bu acı haberi dünya ile paylaşmak ve bu vahşetin tek sorumlusu olan işgalci Çin’in bu zalimane faşist uygulamasını kınamak, lanetlemek ve halkımızın yaşadığı vahşet ve hala maruz kaldığı soykırımı durdurmak amacıyla tüm milletimiz, STK temsilcilerimiz ile burada bulunuyoruz.
Çin Ağustos 2022 tarihinden bugüne kadar Doğu Türkistan’ın farklı şehirlerinde “sıfır kovid” adı altında insani olmayan uygulamalar ile halkı evlerine kapatıp, gıda ve sağlık ulaşımını aksatarak binlerce insanın açlık ya da hastalıktan dolayı hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Çin bu kısa süreçte “karantina kampları” adı altında daha fazla toplama kampı inşa ederek, 2016 yılından bugüne kadar devam ettirdiği toplama kamplarının sayısını daha arttırarak, soykırım politikalarını daha da güçlendirmektedir. 24 Kasım Perşembe günü akşam Urumçi’de yaşanan bu vahim olay, Çin’in Doğu Türkistan halkının can güvenliğini hiçe sayarak uyguladığı “sözde karantina”, aslında “insanları eve kapatarak öldürme” olayıdır ve bu Çin’in Doğu Türkistan’da uygulamakta olduğu vahşetin ve soykırım uygulamasının sonuçlarından biridir.
Aldığımız bilgilere göre Urumçi Yangınında 5 aile çocukları ile birlikte yanarak hayatını kaybetmiştir. Yangın esnasında Çin makamlarının itfaiye araçları, polisler, sağlık çalışanlarına “müdahale etmeme” talimatı doğrultusunda hiçbir devlet yetkilileri müdahale etmemiş, çevrede yaşamakta olan komşuları dahi kapıların kapalı olması nedeni ile sadece izlemeye mahkûm bırakılmıştır. Bu vahşet sonrası devam eden zulme Urumçi halkı Çin’in kapatma politikalarına rağmen sokaklarda eylem yapmış, sosyal medyalarda tepkilerini göstermiş, kendi hayatlarını tehlikeye atma pahasına bile olsa hak arama mücadelesi vermektedir. Çin Doğu Türkistan halkının haklı ve barışçıl eylemlerini zorla bastırmış, sosyal medya paylaşımı yapanları tutuklamış ve halka açık açık tehdit mesajları göndermiştir.
73 yıldır Çin esareti altındaki Doğu Türkistan farklı boyutlarda katliam ve soykırıma maruz kalmış, insan hakları ihlalleri insaniyet tarihinin en uç noktasına ulaşmıştır. İşgal gününden bu yana İşgalci Çin asıl toprak sahipleri olan Uygur ve diğer Türk toplulukları doğrudan öldürme, yargısız infaz, müebbet hapis gibi yollarla soykırıma tabi tutmaktadır. Her çeşit fiziki işkenceler, iç organları çalma, tecavüz, hakaret, ırkçılık, hukuksuz tutuklama, dini inanç hürriyetlerinden mahrum bırakma, mal varlıklarına el koyma, âlimler kanaat önderleri ve aydınların öldürülmesi, zorla kürtaj ve kısırlaştırma, cami ve kutsal mekânların tahrip edilmesi, Doğu Türkistanlıların Çin’deki fabrikalarda köle işçi olarak zorla çalıştırılması, aileleri parçalama, çocuk kampları, ebeveynleri kendi çocuklarını eğitme ve dil kültürlerini tanıtma haklarından mahrum bırakma, ebeveynleri öldürülen yahut kamplara kapatılan çocukları Çinlilere zorla evlat olarak verme gibi zulümleri uygulamaktadır. İşgalci Çin Doğu Türkistan’da uygulamakta olduğu tüm bu vahşi cinayetleri işleyerek evrensel insan hakları beyannamesindeki tüm maddelerini ihlal etmektedir. Hatta daha fazlası Çin tam anlamıyla Soykırım suçu işlemektedir.
Doğu Türkistan halkı olarak, Uluslararası Doğu Türkistan Sivil Toplum Kuruluşları Birliği olarak her türlü meşru yollarla, tüm imkânlarımızı sarf ederek, Doğu Türkistan halkının özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadelemizde devam edeceğimizi tekrar söylemek istiyorum.
Çin 73 senedir işgal yaparken, son 6 senedir soykırım suçu işlerken, köle işçilik ve zorla çalıştırma ürünlerini ihraç ederken ve daha ileriye giderek uluslararası barış, insan hakları, evrensel değerleri koruması, güçlendirmesi ve ezilen halkları kurtarması gereken Uluslararası kuruluşlar, insan hakları örgütleri ve tüm ülkeler Çin’in çirkin yöntemleri ile işlevsizleştirilirken, bugün dünyanın, sözde insan hakları savunucularının, sosyal ve siyasi hareketlerin sessiz kalması, Doğu Türkistan sorununa çözüm bulmakta aciz kalması ve Doğu Türkistan halkını kendine ölüme terk etmesi günümüzün en acı gerçeklerinden biridir.
8 Milyon insan suçsuz olarak toplama kamplarına kapatılırken, 500 binden fazla çocuk kamplarda tutsakken, namuslar çiğnenirken ve hayatlar kaybolurken Biz Doğu Türkistan halkı dünyanın ve özellikle Türk-İslam aleminin vicdanına sesleniyoruz. Türkiye Cumhuriyeti başta olmak üzere tüm ülkeleri günümüze kadar yapılan tüm desteklere şükranımızı sunmakla beraber kemiğe dayanan bu zulmün durdurulması için daha çok mesafenin aşılması gerektiğini hatırlatmak isteriz.
Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği olarak, Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı, Tüm Türk – İslam Dünyasını, BM, AB ve diğer Uluslararası kurumları ve devletleri Doğu Türkistan’da soykırımın durdurulması için daha verimli adımları atmaya, Çin’e yaptırım uygulamaya, Çin ürünlerini boykot etmeye, soykırımı kınamaya ve sesimize ses olmaya ve Doğu Türkistan soykırımını durmak için acil, verimli ve pratik adımlar atmaya çağırıyoruz. Özellikle Türkiye Cumhuriyetini bölgede devam eden vahşeti durdurmak, her gün daha korkunç şekilde hayatını kaybetmekte olan suçsuz insanlar, masum çocuklar ve kadınların haklarını koruma ve hayatını kurtarmak için acil müdahale etmeye, diplomatik, siyasi, ekonomi ve diğer tüm yollar ile Çin’e baskı uygulamaya, Doğu Türkistan halkının hürlüğü için verimli inisiyatifleri geliştirmeye çağırıyoruz.
Tüm basın mensuplarına, tüm katılımcılara ve organizatör ekibe verdiğiniz destekten dolayı saygılarımı sunuyorum.”