HADİS İLMİNDE CERH-TADİLİN GELİŞMESİ NASIL OLDU?
Ebubekir (ra) İsra ve Miraç olayları olduğunda Mekke’ye gelmek üzereydi. Kureyşliler etrafta alay edip, kahkaha atıp, alkış tutarken ve ıslık çalarken Ebubekir Mekke’de yoktu. Birileri gidip ona “Ne olduğunu biliyor musun? Muhammed Kudüs’e gidip geri geldiğini iddia ediyor.” Ebubekir ra buna inandı Fakat ne söyledi? Bu eklenmesi gereken önemli bir ayrıntı. “EĞER O SÖYLÜYORSA DOĞRUDUR”
Ebubekir ra kendisine ulaşan bilgiyi yalnızca kabul etmekle kalmamış aynı zamanda o söylediyse doğrudur da demiştir. Burada öğrenilecek iki şey vardır;
İlk bölümü olan O SÖYLEDİYSE kısmından ki bu hadisi SAHİHLEME ilmidir. Âlimlerimiz hadis rivayetlerinin yaşantıları üzerine çalışırken anlamaya çalıştıkları şey, bu sözü Muhammed’in sav söyleyip söylemediğidir. Öyle sırf herhangi biri tarafından söylendi diye bir şeye inanılacak değiliz. Bunu Muhammed’in sav söylediğinden emin olmak isteriz. İŞTE BU, BİZİMLE EHLİ KİTAP ARASINDA FARK OLUŞTURUR. Ehli kitap neredeyse kendilerine gelen her şeyi kabul etmişlerdir, velev ki bu bilgiler birkaç yüzyıl içinde asli kaynaktan ayrılmış olsalar bile. Bu yüzden Onlarınki körü körüne bir inanç, zanna tabi olmak olmuştur.
Fakat Müslümanlar ise, Hayır, onlar binlerce ve binlerce erkek ve kadının yaşantıları üzerinde çalıştıkları bu kimseler doğru insanlar mı, değil mi diye, bunların bize aktardıklarını kabul edebilir miyiz, edemez miyiz diye profillerini incelediği CERH-TADİL ilmine sahiptirler.
Bundan dolayı, insanlar İslami kaynaklara başvurduklarında doğrulanmış materyallerle muamele ettiğini bilerek bir rahatlama hissedeceklerdir. O SÖYLEDİYSE DOĞRUDUR. işte bu hadisin sahihlenmesi ilmidir.
Sözün 2 bölümü olan “ DOĞRUDUR” kısmi ise Ebubekir’in karakteri ve onun SIDDIK diye adlandırılmasının nedenidir. Resulullah ne söylediyse ben ona inanırım. Ben ona iman etmişim. Onun söylediği her şeye imanım var anlayışıdır.