ALLAH’IN DAVASINI, BİR GÜNLÜK NEŞEYİ GÖZÜNDE DAĞ GİBİ TUTANLAR SAVUNAMAZ…
Ashabı Kehf, Roma İmparatoruna karşı ayağa kalkıp;
“ SEN KİM OLUYORSUN GÖKLERİN RABBİNE KARŞI “ derken
ÖLÜMDEN KORKSALAR VE DİPLOMA ENDİŞELERİ, İŞSİZ KALACAKLARINA dair bir düşünceleri olsaydı dik durup böyle konuşmazlardı. Onlar ALLAH’A tevekkül ettiler, GEÇMİŞİN DE GELECEĞİN DE ALLAH’IN OLDUĞUNU BİLDİLER. Bu bilgiyle bütün dünya gözlerinin önünde kibrit çöpü kadar değersiz kaldı. Böylece ölüm onlar için sıfırlandı. Dolayısı ile maddi gelecek diye bir endişeleri kalmadı.
Kalktılar ve Kuran’ın bize örnek gösterdiği DELİKANLICA SÖZLERİ söyleyebildiler.
Eğer sen düğününü düşünüyor ve çocuğunu sünnet ettireceğin günlerin hayali ile kavruluyor, BİR GÜNLÜK NEŞEYİ GÖZÜNÜN ÖNÜNDE KOCA BİR DAĞ GİBİ TUTUYORSAN çıkıp Roma İmparatorunun karşısında hakkı haykırmayı bırak bir kenara, EŞİNE ÇOCUĞUNA karşı da konuşamaz, kekeme olursun…
Çünkü senin gözünde, Allah (C.C) için hiçbir değeri olmayan, basit şeyler dahi DAĞLAR GİBİ kocaman olmuştur. Allah’ın nazarında hiçbir değeri olmayan şeyler, insanların gözünde ÇOK DEĞERLİ olduğu için Allah’a kulluğa engeldir.
O gençlerin imtihanı saraydı. SARAYIN ZEVKLERİ ONLARI HAPSETMEK İSTİYORDU. Bizi de günümüzün zevkleri, diplomalar, şehvet, internet vs hapsetmek istiyor. Onların putu saraydı, bizim veya bir başka neslin PUTU DEĞİŞEBİLİR. Allah’ın her dönem imtihanı farklıdır. Önemli olan imtihanı kazanmaktır.
Allah’ı arıyor ve onun cennetine girmek istiyorsak, kıyamet günü herkesin liderleriyle ve hayran olduklarıyla çağrıldığı anda dizi – film aktörleriyle dirilenler olacağı gibi biz de 300 yıl uyumuşlarla dirilmek arzusunda isek;
Bu kimseler aynanın karşısında saatler geçirenler, ya da bir böcek maruz kalsa zehirleneceği kadar yoğun parfüm kullananlar ya da merhaba demek için açtığı telefonu namaz vakti geçtiği halde hala kapatmayanlar ya da oyun konsolu başında kendini kaybedenler olmayacaktır.
Yazımı Malik Bin Dinarın güzel sözü ile bitirmek istiyorum
Dünya ile evlenmek istersen Mehir olarak senden DİNİNİ ister.
Selametle Kalın…