AL-İ İMRAN 64. AYETİ BİZE NEYİ ANLATIR?
Bir önceki yazımızda Peygamber sav Krallara yazdığı tebliğ mektuplarının sonuna genelde bu ayeti yazdırdığını bahsetmiştik.
Ayette;
De ki: “Ey Ehl-i Kitap! Gelin sizinle bizim aramızda ortak bir kelimede buluşalım: Yalnızca Allah’a ibadet edelim, hiçbir şeyi O’na ortak koşmayalım, (Allah’ı bırakıp da) birbirimizi Allah’ın dışında rabler edinmeyelim.” Şayet yüz çevirirlerse deyin ki: “Şahit olun ki biz Müslimlerdeniz/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullardanız. (Ali İmran 64)
Ehl-i Kitab’ın davet edildiği ortak kelime, Kelime-i Tevhid’dir. Âdem’den (as) Muhammed’e (sav) kadar tüm Resûller insanları Lailaheillallah’a davet etmişlerdir.
Enbiyâ, 25 Ayeti, tüm peygamberlerin dini olan İslam’ın hangi asıllar üzerine inşa edildiğini anlatan en kapsamlı ayettir:
Asıl: Yalnızca Allah’a (cc) ibadet etmek: Dua, adak, kurban, namaz, tevekkül, korku, sevgi, ümit gibi zahirî ve bâtıni tüm ibadetlerin yalnızca Allah’a (cc) yapılmasıdır.
Asıl: Hiçbir şeyi O’na ortak koşmamak: Bu ifade birinci aslı pekiştirmek ve hiçbir kapalılığa yer bırakmamak içindir. Allah’a (cc) ait herhangi bir sıfatı Allah’ın (cc) dışındaki varlıklara vermemek, Allah’a (cc) yapılması gereken herhangi bir ibadeti O’nun dışındaki varlıklara yapmamaktır. Kur’ân’da zikredilmiş bazı şirk çeşitleri şunlardır:
Allah’tan (cc) başkasına dua etmek Ra’d, 13-14 ,Ahkâf 5-6
Allah’tan (cc) başkasının kanun yapabileceğine inanmak veya bu yetkiyi bir başkasına vermek. Tevbe, 31 , Yûsuf, 40; Kehf, 26; Şûrâ, 21
Bazı varlıkları Allah’ı (cc) sever gibi sevmek Bakara, 165).
Asıl: Allah’ı (cc) bırakıp da başkalarını RAB edinmemek: Rab; terbiye eden, düzen veren, idare edendir. Yani, insanların hayatına nizam ve düzen veren, koyduğu yasalarla/şeriatla toplumları yöneten mercidir. Yahudi ve Hristiyanlar din adamları konusunda haddi aşıp, onların helal ve haram belirlemesine müsaade edince, Allah (cc) Tevbe Suresi 31. ayeti indirdi.
Bu yetkiyi onlara vermekle âlimlerini rab edindiklerini belirtti. (Tirmizi, 3095; İbni Ebi Hatim, 10057-10058)
Asıl: Yüz çevirenlere “Şahit olun ki biz Müslimleriz.” demek: Allah (cc) tarafından belirlenen bu ilkelerden birini ya da tamamını kabul etmeyenlere ve bunlara muhalefet edenlere karşı İslam kimliğini ortaya koymak, yüz çevirenlerin ise Müslim olmayan kâfirler olduğuna inanmak.
Allah adeta, Allah Rasulü’nün (sav) İslam’ın ne olduğunu bu ayetle onlara anlatmasını istedi. Yani Rasulüm şu dört maddeyi söyle onlara kabul ediyorlarsa MÜSLÜMANDIRLAR. Onlar bunu kabul etmezse de onlar asla Allah’a teslim olan Müslim olamazlar dedi. Ve bizler içinde çok önemli olan esasları indirdi.
Ey kitap ehli sizinle bizim aramızda eşit olan sizin de kabul ettiğiniz bizim de kabul ettiğimiz ortak bir kelimeye gelin orda buluşalım. Siz de biz de Allah’a iman ediyoruz, biz de hak din üzereyiz diyorsunuz, biz de hak din üzereyiz diyoruz o zaman burada birleşelim. Allah (cc) zaten bunu size de emretti. Neymiş o ortak kelime, bütün peygamberlerin davet ettiği ortak kelime LA İLAHE İLLALLAH ama açılımını yapacak olan Allah’tır…
1.Sadece Allah’a iman edin, ibadetlerimizi başkalarına değil başka varlıklar/mercilere değil sadece Allah’a sunalım
2 . Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayalım
3 . Allah’ın berisinde birbirimizi Rabler edinmeyelim. İnsan insanı Rab edinir mi? Demek ki ediniyor. Böyle olduğu için Allah diyor ki insanlar insanları Rab edinmesin!
4 . Eğer bu maddeleri kabul etmezseniz böyle inanmazsanız onlara deyin ki siz şahit olun biz Müslümanız siz değilsiniz.
Allah’a şirk koşmayacaksın, insanları Rab edinmeyeceksin, eğer böyle yaparsa “Ben Müslümanım sen değilsin” diyeceksin.
Burada vela ve bera akidesini ortaya koyuyor. Kâfirlere onların Müslüman olmadığını, bu şekilde inananların Müslüman olabileceğini tebliğ etmesini istiyor.
BU DÖRT ESAS İSLAMIN ÜZERİNE BİNA EDİLDİĞİ ESASLARDIR.
Selametle Kalın
Fi Emanillah