BETÜL İSMİC
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. EKONOMİ
  4. EN AĞIR FATURA

EN AĞIR FATURA

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye, tarihindeki en ağır ve zorlu imtihanlarının birinden geçiyor. Dünya üzerindeki bazı ülkelerin tamamından bile daha büyük bir coğrafyayı etkileyen iki büyük depremde yaşananları izlerken herkes kendi açısından olayları müşahede ediyor. Elbette insan hayatının söz konusu olduğu şu dakikalarda hem depremzedelerin hem de tüm Türkiye halkının tek beklentisi, ilk etapta mümkün olan en çok sayıda vatandaşımızın kurtarılarak tedavi altına alınması ve bu illerde yaşayan halkımızın en temel ihtiyaçlarının sırasıyla karşılanmasıdır. Halkın dayanışması ve devletin tüm imkanlarını seferber etmesi şu an için en önemli tesellimizdir.

Depremlerin, o bölgede yaşayanların ekonomik durumlarına, esnaflara, firmalara, fabrikalara ve ülke ekonomisine etkileri ve maliyetleri çok büyük olmaktadır. Türkiye birçok farklı depremde ve doğal afette bunu acı bir şekilde tecrübe etmiştir. Ancak bölgede halen yakınlarının enkaz altından çıkarılmasını bekleyenler ve daha yeni cenazelerini teslim alanlar mevcut iken ve binlerce insanın en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıkları bu elem dolu günlerde elbette bu konuları konuşmak da yersiz. Zamanla yaralar sarılacak ve eksikler de giderilecek. Ancak, doğal afet zamanlarında, bu sıkıntıların en aza indirilmesi için ise önümüzdeki aylarda konunun jeolojik, afet yönetimi, iktisadi, şehir planlaması gibi birçok farklı açıdan bilimsel olarak ele alınması ve yetkililerin eksikliklere dair uzman görüşlerine ivedilikle başvurması çok önemlidir.

Bu gibi durumlarda can kayıpları, telafisi mümkün olmayan ve bedeli rakamlarla ifade edilemeyen en ağır fatura olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye, bu faturayı yıllardır ödedi ve maalesef ödemeye devam ediyor. Deprem sayısı olarak dünyanın altıncı ülkesi olmamıza rağmen, can kayıpları açısından dünyanın üçüncü ülkesiyiz. Pazartesi’den beri görüntüleri izlerken, deprem sonrasında harcanan bunca desteğin ve emeğin (maddi manevi) deprem öncesinde harcanarak en az yara ile bu afetin atlatılması ihtimalini tahayyül ettim. Öylesine çok boyutlu bir konu ki bunun yapılmasının önünde onlarca engel var ve bu durum sadece Türkiye’ye özgü bir durum da değil. Örneğin ABD’de bile binaların depreme dayanıklılık durumu, birçok eyalette vatandaşların kendi tercihlerine bırakılan bir karardır. Her ne kadar Türkiye’de bazı illerde kentsel dönüşümde ivme katedilmiş olsa da aslında bizde de durum oldukça bireysel düzeyde. Bu yazıyı kaleme aldığım şu dakikalarda arama kurtarma çalışmaları hızla devam ediyor; bu sebeple mümkün olan en fazla sayıda kişiye sağ salim ulaşılmasını Allah’tan niyaz ederek noktalıyorum; Rabbim afet bölgesinde görev alanlara ve depremzedelere güç kuvvet versin, sabırlarını arttırsın.

EN AĞIR FATURA
Yorum Yap

Giriş Yap

Kriter Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!