BETÜL İSMİC
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. EKONOMİ
  4. TÜRKİYE’DE İŞSİZLİĞİN KISA BİR DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE’DE İŞSİZLİĞİN KISA BİR DEĞERLENDİRMESİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçen hafta 2022 yılında Türkiye’de ekonomi alanında yaşanan gelişmeleri kısaca derlemiştik. O yazımızda belirttiğimiz gibi, 12 Aralık tarihinde açıklanan işgücü istatistiklerine göre işsizlik oranı geçtiğimiz yıl %10,2 olarak gerçekleşti. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaş grubunda işsiz sayısı toplam 3 milyon 534 bin kişi oldu. Yine belirttiğimiz gibi, bu rakam hesaplanırken son 3 ay içerisinde iş arayan ve 15 gün içinde işbaşı yapmaya hazır olduğunu bildiren kayıtlı işsizler baz alınıyor. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde tüm işsizler kayıt altında değil; 3 aydan hatta 1 yıldan uzun süredir iş arayan işsizler de mevcut. Bir de bunların dışında iş bulma umudunu yitirerek iş aramayı bırakmış kişiler de var, bazı iktisatçılar bu grubun sayısının 2 ila 2,5 milyon arasında olduğunu tahmin ediyor. Yılın belli bölümünde çalışan mevsimlik işçiler ve part-time çalışanlar da ayrı bir konu, bu iki grup da işsizlik hesaplamalarına dahil değil (ama tam zamanlı iş sahibi de değiller). Tüm bu sayıların toplamına bakarsak işsizlerin sayısı 6 milyonun üzerinde seyrediyor, işsizlik oranı ise %20’lere varıyor.

Bu rakamları toparlayacak olursak şöyle ifade edebiliriz: Dar tanımlı işsizlik oranı %10 civarında iken geniş tanımlı işsizlik oranı %20’leri bulabilmektedir. Ülkemizde bulunan 3,5 milyon mülteci de tabi bu rakamlara dahil değil. (Mültecilerin işgücü piyasasını nasıl etkilediği ise daha farklı bir konu). Türkiye’de işsizlik oranı en yüksek olan gruplar ise yaş açısından gençler ve cinsiyet açısından kadınlar olarak karşımıza çıkıyor. İşgücünün yaklaşık % 45’i tarım sektöründe çalışıyor ve tarım sektörü genellikle aile işletmelerine dayanan, bireylerin (özellikle kadınların) kayıt dışı çalışmalarına dayanan bir sektör olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de genç nüfusun işsizliği de en problemli konular arasında yer alıyor. Gençlerin % 35’i işgücüne katılamıyor ve eğitimlerine de devam edemiyorlar. Eğitimlerine devam edip mezun olanlardaki sıkıntı ise eğitim yoluyla elde edilen yetenekler ile iş sektörlerinde gereken yetenekler arasında uyumsuzluk olması ve yeni mezunların iş bulmada ciddi sorunlar yaşayarak umutsuzluğa kapılmalarıdır. Tüm bunların dışında bir de coğrafi bölgeler arasında işsizlikte dengesizlik söz konusudur. İstihdam oranları batıdan doğuya gidildikçe azalmaktadır. İşsizlik oranı en yüksek bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir (Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illeri).

İşsizlik konusu her ne kadar iktisadi bir konu olarak ele alınsa da psikolojik ve toplumsal sorunlara da yol açan bir olgudur. Kişinin kendini yetersiz ve değersiz hissetmesi, özgüven kaybı ve maddi kaygılarla birlikte psikolojik açıdan problemli bireylerin oluşturduğu toplumlarda huzursuzluğu arttıran bir etkendir. Yapılan birçok farklı çalışmada depresyonunun, madde bağımlılığının ve intiharın işsizlik ile ilişkisi olduğu saptanmıştır; zaman zaman hem çevremizde hem de haberlerde bu tür durumlara bizler de rastlamaktayız. Yüksek işsizlik ayrıca toplumlarda suç oranlarını da arttırarak ülkedeki güven ortamını zedeler. Tüm bu sebeplerden dolayı istihdamın arttırılması ve işsizliğin azaltılması politika yapıcılar için en elzem konuların başında gelmektedir/gelmelidir.

TÜRKİYE’DE İŞSİZLİĞİN KISA BİR DEĞERLENDİRMESİ
Yorum Yap

Giriş Yap

Kriter Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!