İktisat tarihinde yaşanmış en büyük kriz, 1929 yılı Büyük Buhranıdır. Tüm dünyada 50 milyon insan işsiz kalmıştır. Dünya toplam üretiminin %42’sinin ve dünya ticaretinin %65’inin azalmasına sebep olmuştur. Bu büyük krizin üstüne bir de II. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkilerini yaşayan ülkeler ve halkları, 1940’lı yıllara gelindiğinde büyük bir çıkmazın eşiğindeydi. Uluslararası para sisteminin oluşturulması ve dünya ticaretinin yeniden başlaması amacıyla 1944 yılında ABD’nin New Hampshire eyaletinin küçük bir kasabası olan Bretton Woods’ta Birleşmiş Milletler Para ve Finans Konferansı düzenlendi. Ardından imzalanan Bretton Woods Anlaşması ile alınan bir dizi karardan biri olan ve günümüze kadar ulaşan iki kurumun ortaya çıkışı da bu anlaşmaya dayanmaktaydı. Bu iki kurum, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’dır.
Temelleri Bretton Woods’ta atılan ve 1945 yılında resmen kurulan IMF’in genel merkezi, ABD’nin başkenti Washington’dadır ve kurulduğunda 29 üyesi bulunan bu kurum günümüzde üye sayısını 189’a yükseltmiştir. Küresel ölçekte finansal istikrarı sağlamak, uluslararası ticareti kolaylaştırmak, üye ülkelerde sürdürülebilir ekonomik büyüme ve yoksulluğun azaltılmasına yardımcı çalışmalar yürütmek IMF’in kuruluş amaçlarından en önemlileridir. IMF’in finansal kaynağı, üye ülkelerin ödediği kota abonelikleri sistemine göre belirlenen üyelik aidatlarının toplamıdır. Bu kotalar, üye ülkelerin dünya ekonomisindeki ağırlığına göre hesaplanmaktadır. 2019 yılından bu yana IMF başkanlığını Bulgar ekonomist Kristalina Georgieva yürütmektedir. IMF’in kredi verdiği üye ülkelerden, şu an itibariyle en borçlu olanlar ise Portekiz, Yunanistan, Ukrayna, İrlanda ve Pakistan’dır.
Yine 1945 yılında kurulan ve 189 üyesi olan Dünya Bankası, başlangıçta, II.Dünya Savaşı’nda yıkıma uğrayan ülkelere destek olmayı ve yeniden imar edilmeleri yolunda atılacak adımlara önderlik etmeyi amaçlayan bir kurum olarak ortaya çıkmıştır. Bu görevin tamamlanmasının akabinde, gelişmekte olan ülkelerin altyapı yatırımlarını destekleyerek dünya ticaretine katılabilmeleri için gerekli yardımı sağlama görevini üstlenmiştir. Dünya Bankası, 1947’den bu yana geleneksel krediler, faizsiz krediler ve hibeler yoluyla tüm dünyada yaklaşık 12.000’den fazla kalkınma projesini finanse etmiştir. Dünya Bankası’na üye olabilmek için IMF’e üye olmak şarttır. 2019’dan bu yana Dünya Bankası başkanlığını David Malpass yürütmektedir.
Türkiye 1947 yılında hem Dünya Bankası’na hem de IMF’e üye olmuştur. Bir küçük detay ile yazımızı bitirelim. IMF başkanı her zaman bir Avrupalı, Dünya Bankası başkanı ise hep bir Amerikalı olmuştur. Yazılı bir kural olmamasına rağmen işleyiş bu şekildedir. Bazı ekonomistler IMF’e başvuran ülkelerin çoğunluğunun Avrupa’dan olması sebebiyle IMF başkanının hep Avrupalı olması gerektiğini belirtseler bile belki bir gün yazılı olmayan bu kural değişebilir.