BETÜL İSMİC
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. EKONOMİ
  4. Daha ucuza ev kiralamak mümkün!

Daha ucuza ev kiralamak mümkün!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçen hafta enflasyon konusunu işlerken son olarak kiracıların ev sahiplerine kıyasla enflasyonu daha fazla hissettiğinden bahsetmiştik. Gerçekten de kişiler kendi enflasyon sepetlerini oluştururken, ev sahipleri kira kalemlerini sepete eklemedikleri için kiracılara kıyasla enflasyonu daha az hissediyor. Bu yazıyı tamamladıktan sonra, İktisat fakültesi 2.sınıfta öğrenciyken Kurumsal Finans dersimize giren Amerikalı Prof.Jeoffrey’i anımsadım; ders müfredatı ile alakasız olmasına rağmen sürekli bize şöyle diyordu: “Arkadaşlar, kiraya verilen para, çöpe atılan paradır.” Bu cümleyi birçok derste ısrarla tekrar etme sebebi neydi bilinmez ama şimdi yıllar sonra bu yazıyı kaleme almama vesile oldu diyebilirim.

Ev ekonomisi, terim olarak birçok farklı alanı ve konuyu içeren bir bilim dalı. İktisat açısından ev ekonomisi ifadesi, birey ya da ailenin harcamalarını yönetmesi olarak tanımlanabilir. Harcama yönetimi yapılabilmesi için gider ve gelirlerin belirlenmesi gerekiyor ve buna bütçe adı veriliyor; yani her ailenin gelir-gider tablosu onun bütçesini gösteriyor. Ev sahibi olmayan bir ailenin gider kalemlerine baktığımızda muhtemelen dünyanın her ülkesinde en yüksek miktar kira gideri olarak karşımıza çıkıyor. Kredi yoluyla ev sahibi olanları da bu gruba ekleyebiliriz; zira kira öder gibi her ay taksit ödemek durumundalar. Özellikle enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde, daha az etkilenmek adına aileler bu kalemi nasıl düşürebilir ya da nasıl asgari düzeye indirebilir? Bu konuda Türkiye ile ilgili gözlemlerimi şu şekilde özetleyebilirim. Evet, enflasyon kiraları arttırıyor, bundan nemalanmaya çalışan ev sahibi sayısı da oldukça fazla. Ancak işin bir de diğer boyutu var. Toplumun yarısından fazlası oturduğu eve, binaya ve semte gereğinden fazla önem atfediyor. Bunu bir sosyal statü olarak görüyor ve kendini belli bir seviyenin üzerinde hissetmek adına büyük bir kira yükünün altına giriyor. Statü yarışı içine giren bu kesim, sırf gösteriş uğruna lüks görünümlü daha modern meskenlerde ve binalarda ısrar ediyor, meskenden ayrılamıyor ya da aynı standartlarda başka bir ev arayışı içine giriyor; güç yetirebileceği fiyata bulamadıkça da sıkıntılar büyüyor. Özellikle talebin yüksek olduğu sitelerde ve binalarda aidat ücretlerinin de son iki yılda 2’ye 3’e katladığını göz önüne alırsak durum birçok kesim için daha da zorlaşıyor. Toplum olarak, maalesef ev içi ve bina içi dekorasyona tapıyoruz! ve gün geçtikçe bu konudaki şuursuzluğumuz artıyor. Fiyatları arttıran en önemli unsurlardan birinin de talebi arttıran bu gösteriş etkisi olduğunu düşünüyorum.

Peki ne yapabiliriz? Öncelikle araç ve amacı birbirinden ayırarak daha mütevazi konutları tercih edebiliriz. Mahalle içinde bulunan orta yaş binaların birçoğunda yaşlılar dışında ikamet eden kimseyi görememeye başladık, zira gençlerimiz az önce bahsettiğimiz sebeplerden dolayı bu daireleri beğenmiyor! Halbuki kirası ve aidatı daha makul binalara ve dairelere talep artarsa, zamanla kira fiyatları da dengeye gelmeye başlayacaktır. Daha iktisatlı bir hayat için kira kalemi asgari düzeyde tutulmalıdır. Komplekslerimizden kurtularak rahat ve makul bir hayat sürmek bizim elimizde.

Daha ucuza ev kiralamak mümkün!
Yorum Yap

Giriş Yap

Kriter Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!