Güzel ülkemizde gün geçmiyor ki yeni bir felaket senaryosu, düzmece kurgular ve asılsız hikâyeler duymayalım.
Milletçe böyle şeylerin hastasıyız.
Hele bir de anlatan kabiliyetli ve sizi kendine kilitleyebilen biriyse…
Ya da belirli kesimlerce çokça hürmet gören ama aslında boş tenekeden farkı olmadığını bilmediğiniz biriyse…
Yarın Kara Cuma diye yazıyorum bu yazıyı.
Geçen yıllarda hatırlarsınız Türkiye’de ‘Black Friday’ kampanyaları ilk başladığında aşırı gruplar çarşı-pazar ve AVM’lerde dükkânların camını çerçevesini indirdiler.
Böyle bir isimlendirmeyi kabul etmiyoruz Batı’nın İslamofobi’sinin bir ürünü bu…
Cuma bizim kutsalımız…
Allah Batı’nın belasını versin…
Alçaklar… Namussuzlar…
Artık ne duyarsanız!
Hal böyle olunca devam eden yıllarda Türkiye’deki alışveriş siteleri başta olmak üzere mağazalar ve markalar bu söylemden vazgeçerek yerine Süper Cuma, Beklenen Cuma, Efsane Cuma İndirimleri gibi kavramlar koydular.
Ama işin gerçeğinin çok farklı olduğunu söylemekte yarar var.
‘Black Friday’a iki sebepten Kara Cuma deniyor.
Küresel çapta uygulanan ve milyarlarca doların harcandığı Kara Cuma’nın ilk kez Philadelphia’da ABD Şükran Günü’nü takiben başlayan Noel alışverişleri için başladığı tahmin ediliyor.
Büyük indirimlerin olduğu ve gerçekten ciddi bir alışveriş hacminin döndüğü bugünlerde halk daha dükkânlar açılmadan ve gün doğmadan mağazalara akın ettiği için/yani alışveriş için karanlıkta sokaklara döküldüğü için bunu da başta trafik sorunu olmak üzere bir sürü olumsuzluk takip ettiği için Kara Cuma demişler bugüne, ilk sebep bu…
İkincisi ise daha ilginç.
Batı’da işyerleri bilançolarında yıllık kar varsa siyahla yazılır, zarar varsa kırmızı ile yazılır.
İnsanlar birbirine hesaplar nasıl, işler güçler nasıl diye sorduğunda kırmızdayım cevabı alırsa anlar ki karşı tarafta zararda; siyahtayım cevabını alırsa anlar ki karşı taraf kârdadır.
Pek çok iş yeri Noel alışverişi için yılın son günlerine yakın başlayan bu alışverişler sebebiyle satışları fırlayacağı için genelde kâra geçmeye başlarlar ve bilançoları da kırmızıdan siyaha dönmeye başlar.
İşte bütün hikâye bu!
Konunun İslam coğrafyasıyla inançlarımızla bir ilgisi yok aslında.
Ama bununla birlikte şunu da söylemezsek haksızlık etmiş oluruz:
Biz Batı’nın inanç takvimine göre şekillenen bu indirim günlerine uymak zorunda mıyız? Biz de Kara Pazar yapamaz mıyız? 🙂
Elbette yapabiliriz.
Ama İslam ülkelerinin mevcut ticari durumunu ve birliktelik durumunu göz önüne aldığımızda bu mümkün mü?
Biraz zor.
Peki, ülkemizi de bir sağanak yağmur etkisine dönüşmüş Efsane Cuma (!) indirimlerinden faydalanmamız, bizim de o günlerde alışveriş yapmamız ayıp mı, yasak mı, günah mı?
Yok yahu!
İşinize bakın, indirimlerin tadını çıkarın.
Aydınlatmana tesekkür ederim kardeşim bize böyle arastırmalar lazım çünkü kör çok