Malum, Belediye Başkanlarına neredeyse sıfır mesafede çalışmışlığım vardır.
Bazen başkanların bazı konularda neden öyle kararlar aldığına o zamanlarda akıl-sır erdiremezdim, şimdi de…
Sonuçta belediye başkanlığı bir şehirde, şehrin ve şehirde yaşayanların mevcut hali ile yakın gelecek zamanlarını da etkileyebilen kararların alındığı bir makam.
Öyle olunca o makamı işgal edenlerin aldığı her karar, yönettikleri şehirde yaşayanlarca takdir edilmeyi ya da eleştirilmeyi doğrudan hak eden kararlar oluyorlar.
Ondandır ki bir şehirde siyasi, sosyal, ekonomik ve güvenlik gibi birçok olay yaşanırken; her zaman belediye başkanları ile belediyeler gündemdeki ilk yerini koruyor.
Bugünlerde de şehrin gündeminde olan iki konu; konuların içeriğinden ziyade daha derin anlamlar taşımaları yönüyle fazlaca gündemde.
Bunlardan basit olanı bugünlerde şehrin muhtelif yerlerindeki açık hava reklam materyallerini süsleyen görseller.
Görseller de şehrimizin farklı tarihi-turistik yerlerini şu cümleyle görüyoruz:
“Balıkesir –muhtemelen- dünyanın en güzel kenti”
Sayın Akın ya bu görselleri görmüyor ya da ekibi Balıkesir’den tahmin ettiğimizde daha da kopuk.
Muhtemelen ne demek Sayın Akın?
Muhtemelen ne?!
Bir Balıkesirli için Balıkesir; muhtemelen filan değil; kayıtsız koşulsuz dünyanın en güzel kentidir.
Çorumlu için de Çorum öyle!
Bu biraz da antropolojik bir şey sonuçta.
Neyse, bu tarz saçma içerikleri zaman zaman hep görüyoruz zaten.
Gelelim asıl meseleye…
Logo da logo, logo da logo, logo da logo!
Ahmet Akın pişman mıdır bilmem bu konuya girdiği için!
En hızlı yandaşlarından bile ağır eleştiriler aldı logo değişikliğinde.
Ancak ben işin biraz daha farklı bir boyutundan bakmak istiyorum konuya.
Efendim, logo değişikliği için aslında meclisten karar alınmamış. (Bu doğru, o gün ben de meclisteydim. Karar; revize için Başkan’a yetki verilmesi yoksa mecliste logo sunumu yapılmış da bu yeni ucube logo mecliste oy birliğiyle seçilmiş filan değil.)
Yeni logo Balıkesir’i tam olarak temsil etmiyormuş…
Oldubittiye getirilmiş…
Dünya masraf çıkacakmış…
Tamam, tüm bunlar da aslında üstünde durup düşünülecek şeyler ama burada esas mesele Ahmet Akın’ın bilinçaltında rövanşist bir tavırla şehirdeki izleri silme meselesidir.
Sayın Akın;
Şehrin hafızası mimari yapılar, semboller, meydanlar, yazılı ve sözlü eserler gibi birçok faktörle yıllara sâri olarak oluşur.
Sizin yaptığınız basit bir logo değişiminden öte bir şey.
10 yıldır merhum Ahmet Edip Uğur döneminde 4 farklı renkli kullanımıyla belirlenmiş ve tüm kurumsal kimliğin buna göre bina edildiği logoyu cart diye değiştirerek neyi silmeye çalışıyorsunuz?
Kendine göre bir hikayesi olan ve hem yeşili hem de mavisiyle şehrin farklı coğrafyalarını ve farklı halk kesimlerini bünyesinde birleştiren bir logo yerine, çalıntı bir logoyla neyi hedefliyorsunuz?
Sizin de yardımcısı olduğunuz eski Genel Başkanınız Kılıçdaroğlu ile vücut bulan kalp işaretini ve 6’lı masayı mı unutamadınız?
Bana mavi renk yeter. Ben sadece sahillerin başkanıyım, yeşil, kırsal ve dağ bölgesi umurumda değil mi demek istiyorsunuz?
Peki, logoyla başlayan bu değişim hareketleri başka nerelere sıçrayacak?
Peynir, Zeytin ve Ekmek kitapları başta olmak üzere Kuvây-i Milliye, İmam Birgivi ve Mehmet Akif gibi birçok alanda eşsiz eserleri olan Büyükşehir Kültür Yayınları’nı da toplatacak mısınız?
Zağnos Paşa ve Şeyh Lütfullah’taki eski mülk sahipleri istimlâk paralarını geri ödesin o meydanları da eski hallerine çevirin bari!
Ayrıca, eski Genel Başkanınız Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçilseydi Külliye yerine Çankaya Köşkü’nü kullanacaktı.
Hadi madem siz de, tüm izlerini silmeye çalıştığınız AK Parti döneminde yapılan Avlu’yu, o muhteşem kapalı ve açık salonları kullanıp durmayı bırakın da kendi döneminize ait bir Kültür-Yaşam Merkezi’ni hemen tamamlayıp tüm programlarınızı orda yapın!
Çekinmeyin BALBUCKS’ı da kapatacaksanız kapatın hemen! Öyle isim-misim numaralarıyla kamuoyunu oyalamayın!
Logoyu değiştirdiniz ama Büyükşehir’in internet sitesinde hala eski kurumsal kimlik duruyor. Yoksa yeni logoyla birlikte adam gibi bir kurumsal kimlik hazırlayamadınız mı?
Allah aşkına Ahmet Bey, durun bir düşünün…
Siz Avlu, Çamlık, Paşa Meydanı, Güre, Altınoluk Kordon Boyları, Cunda Köprüsü, Taylıeli Amfi Tiyatro …vb. gibi büyük yatırımlar yapabileceğinize, böyle büyük işler başarabileceğinize inanıyor musunuz?
Zor çok zor…
Ahmet Akın olmak bir köye ziyarete gidebilmek için o köylünün kazan kaldırıp canlı yayınlar açmaya zorunlu olmasıdır.
Ahmet Akın olmak insanların gözünün içine baka baka logoyu mecliste oy birliği ile belirledik diye yalan konuşmaktır…
Ahmet Akın olmak insanlarla kucaklaşıp laf ebeliğiyle doldurduğu 3 ay gibi 5 yılı da böyle geçirecek olmaktır.
İnsan gerçekten merak ediyor.
Logo değişiminde; ota çöpe koşup dava açan Mimarlar Odası herhangi bir reaksiyon gösterdi mi?
Balıkesir senin ailen öyle mi?
Kent Konseyi’nde ve logo olayında gördük Sayın Başkan; boş ver boşuna vaktimizi alma…