İNSANIMIZIN HAYVANLIĞI ÜZERİNE
Bizim insanımız biraz hayvandır.
Öyledir öyle.
Tekâmülünü tamamlayamamıştır.
Yarımdır.
Kabadır.
Milliyetçilik, tutuculuk, muhafazakârlık kisvesi altında ağır bir faşizm, genlerinin en derinine perçinleşerek işlendiği için…
Ve dahi bu da zamanla bir fatalizme dönüştüğü için…
İnsanımız değişememekte; kötü göreneklerinden kopamamakta, dededen toruna sahip olduğu kötü meziyetleri, alışkanlıkları, gelenekleri ‘Biz Babadan Böyle Gördük’ melodisiyle terk edememekte, değiştirememektedir.
Her alanda her konuda böyledir bu.
Milli Kuvvetler Caddesi’nde yürürken yanınızdan gümbür gümbür son ses müzikle seyreden bir araç, rahatsız etmiyor mu sizi?
Gece vakti tam uykuya dalacakken üst sokağınızdan geçen ve sanki odanızın içerisindeymişçesine kulağınızı tırmalayan abuk sabuk müzik sesi…
Sabahın seherinde sütçünün anonsu…
Gereksiz yükseklikteki okul zili… Ve ne konuştuğunu kendi de anlamayan Okul Müdürü’nün bet sesi…
Küfür kıyamet bilgisayar oyunu oynayan üst komşunuz…
Avazı çıktığı kadar çocuğuna bağırarak onu eğittiğini zanneden bir başka komşu…
Çarşının göbeğinde henüz 4-5 yaşındaki çocuğunu -hayvan terbiye etse böyle yapmaz- itiş-kakış azarlayan bir anne (!)…
Bütün pazar yerini böğürtüsüyle inleten bir başkası…
Minibüste, otobüste, trende, yolda, kafede, lokantada; ses ritmini ayarlayamadan telefonla konuşan enteresan ergen tipler…
Kornalar, müzikler, abartı egzozlar…
Ve daha nicesi…
Sizce de çok gürültülü değil mi bizim ülke, bizim şehir?
Schopenhauer’a göre, insanın görgüsü ve medeniyet düzeyi arttıkça insan, gürültüye karşı tahammülsüzleşiyor.
Yüksek bilinçli insanlar ise sessizliğe daha çok değer veriyor ve gürültüyü rahatsız edici buluyor.
Medeni toplumlarda gürültüye karşı katı kuralların bulunması da bu görüşü destekler nitelikte.
Ancak Türkiye maalesef gürültünün çok ciddi bir problem olduğunu henüz anlamadı ve yakın zamanda da anlayamayacak görünüyor…
Gürültü, patırtı ve karmaşa aslında eşittir kabalık ve dağınıklık.
Dinginlik, sakinlik ve sükûnette aslında eşittir nezaket ve derli toplu bir duruluk.
Hayatınız ne kadar çok gürültülü ise dikkat edin zihniniz de işleriniz de günlük hayatınız da o kadar dağınık ve yorucu…
Hayatınız ne kadar sakin, dingin ve sessizse dikkat edin zihniniz de işleriniz de günlük hayatınız da o kadar derli toplu, sakin ve rahat…
Gürültünün değil, sakinliğin egemen olduğu; yüksek bilinçli bir toplum dileğiyle…