Kuzey Irak seyahatimizde ticari görüşmeler dışında en çok mesaimizi yerel insanlarla sohbet ederek ve şehri gezerek geçirdik.
Yörenin Türkiye’ye olan ilgisi hayli yüksek.
Tabii olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da…
Hal böyle olunca görüştüğümüz herkes doğrudan Türkiye’de olan bitenleri ve siyasi figürleri bizi şaşırtacak düzeyde bir ilgi ve ayrıntı bilgiyle soruyor. Zaman zaman bir AK Parti seçmeniyle mi konuşuyoruz yoksa Iraklı bir Kürt, Arap ya da Türkmen’le mi konuşuyoruz ayırt etmesi güç neredeyse.
Bir mobilya tüccarı Erdoğan’dan sonra yerine Hakan Fidan mı gelecek diye direk sordu mesela.
Bir beyaz eşyacı Tayyip Bey öncesi İstanbul’daki çöp yığınlarından bahsediyor ki o yıllarda küçük bir çocuktu büyük ihtimalle ya da belki hayatta bile olduğu meçhul…
Peki, karşı tarafta ilgi böyle olur da biz durur muyuz?
Başladık sormaya…
Neçirvan Barzani (Cumhurbaşkanı) nasıl biridir? Mesrur (Başbakan)’dan memnun musunuz?
IKBY öncesi nasıldı durumlar şimdi nasıl? vs vs…
Bu bölgedeki siyasi partilerin –özellikle mecliste yer alan siyasi partilerin- geçmişi devletten eski.
Öyle olunca Türkiye’den farklı olarak burada siyasi partilerin ordusu, istihbaratı, polisi var…
Evet, yanlış duymadınız.
Çünkü IKBY kurulmadan önce iki parti savaşmış ve kazanan (KDP-Barzani’nin partisi) taraf özerk yönetimin kurucu unsuru olarak yönetime geçmiş.
KDP/Kürdistan Demokrat Partisi’nin kuruluş tarihi 1945.
IKBY kuruluş çalışmaları 1992’de başlıyor ve bu süreç bir defacto yönetim olarak kabul ediliyor.
Resmî özerklik ise ancak 2005 yılında mümkün oluyor.
111 Milletvekili’nin olduğu mecliste 7 parti var ve kabine 21 bakandan oluşuyor.
Meclis çoğunluğu tahmin edeceğiniz gibi Barzani’nin KDP’sinde.
Cumhurbaşkanı Neçirvan, Mesut Barzani’nin yeğeni ve damadı. Başbakan Mesrur ise Mesut Bey’in oğlu. Ancak enteresan, Mesut Barzani’nin devlette şu an resmi olarak bir görevi bulunmasa da KDP Genel Başkanı sıfatıyla Büyükelçileri o kabul ediyor. Ve gelen Devlet Başkanları da muhakkak O’na bir uğruyor.
Seçimlerin 4 yılda bir yenilendiği IKBY’de bu yıl seçimler normal takviminden biraz gecikmiş.
Bağdat Hükümeti bunu biraz sorun etse de IKBY Şubat 2024’de sandık başına gideceğini ilan etmiş.
Peki, KDP’nin daima iktidarda kalma sebebi ne diye soruyoruz yerel kaynağımıza. Bir baskı var mı? Yoksa teveccüh mü?
Seçim zamanı tüm siyasi partiler her türlü propaganda serbestîsine sahipmiş. Gayet demokratik ortamda yapılan seçimlerde seçim güvenliği sorunu da yokmuş ve gizli oy açık tasnif usulü gayet sağlıklı yürütülüyormuş.
Cumhurbaşkanı’nı mütevazı bulan ve kendine daha yakın gören halk Başbakan’a ise biraz seviyeli.
Bu arada İslami partiler de var IKBY’de.
Toplum da ağırlıklı olarak dindar insanlardan oluşuyor.
Ama halk İslamcı partilere kayda değer ölçüde destek vermiyor.
Onların devlet yönetimini becerebileceğine pek inanmıyor ve Barzani’lerden pek şaşmıyorlar.
*Erbil’de maaş düzeni, ticaret döngüsü ve sosyal hayata ilişkin sizi çok şaşırtacak ve hatta bu çağda böyle işler mi?? dedirtecek türden bilgiler de edindik.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!