Palyaço diyince, koulrofobi hastalığı (palyaçolara duyulan korku) olanlar dışında hepimizin yüzünde bir gülümse olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Palyaçoluk, M.Ö. 1600’lü yıllardan itibaren görülmektedir. Palyaçoluğun serüveni bu kadar eski olmasına rağmen hâlâ daha revaçta olduğunu söylemek pek de yanlış olmayacaktır.
Peki, Palyaço Ruşen kim? Ruşen’in mesleği palyaçoluk mu yoksa palyaçoya benzediği için ona bu lakabı mı takmışlar, gelin bu konudan söz edelim. Aslında başlığı gördükten sonra aklınıza Sevim Burak geldiyse şanslısınız. Gelmediyse daha çok şanslısınız çünkü Palyaço Ruşen’in ne olduğunu saniyeler sonra öğreneceksiniz.
Palyaço Ruşen, Sevim Burak’ın kısa öykülerinden oluşan eseridir. Sevim Burak, 1931- 1983 yılları arasında yaşamıştır. Öykü türünde yazmış olduğu eserlerle ön plana çıkmış ve edebiyat dünyasının tanınan bir ismi olmuştur. Sevim Burak’ın hayatının ilginç noktalarından birisi de sadece yazar olmayıp aynı zamanda terzilik yapmasıdır. Terzilikten edindiği deneyimler sonucunda kendisi de bir mağaza açmıştır. Bunun yanı sıra çeşitli kitabevlerinde de çalışmıştır. Gazete ve dergilerde yazmış olduğu öyküleri, yazıları büyük bir ilgiyle okunmuştur.
Gün geçtikçe okuyucu kitlesinin artması ve yazılarının ilgiyle karşılanması Sevim Burak’ı motive eder. Tüm bu ilgilerden sonra Sevim Burak, ilk öykü kitabını yayımlar. Ancak kitabı için beklediği ilgiyi göremeyince karamsarlığa kapılır ve yirmi yıla yakın bir süre hiçbir yazısını yayımlamaz. Edebiyat dünyasından uzaklaşır. O dönemde edebiyat alanında yapılan yarışmalara katılmaz ve sessizce köşesine çekilir. Bir süre sonra tekrar yazmaya başlasa da kalp rahatsızlığı sebebiyle vefat eder ve yazılarından bir kısmı yarım kalır.
Kıymetli okur; eğer insanların ilgisi doğrultusunda emek harcarsanız, insanlar da sizi harcarlar. Çünkü ilginin bittiği yerde, emek de biter. O sebeple siz beklentiye girmek yerine kalbinizin sesini dinleyin ve ne yapmak istiyorsanız zamanında yapın. Sonra hepimiz Sevim Burak gibi yarım kalırız. Hiçbir emeğimizin yarım kalmaması dileğiyle…