Aylar sonra yeniden siz kıymetli okurlarımla baş başayım, hoş geldiniz!
Öncelikle tüm İslâm âleminin Kurban Bayramı’nı kutlarım. Biz millet olarak bayramlarımıza ekstra hassasiyet duyarız. Birlik, beraberliğin adıdır bayram. Kardeşliğin, saygının ve sevginin en samimi duygularla hissedilmesidir bayram. Peki, kurban kesmeden önce kalbimizdeki kötü duyguların yolunu kestik mi?
Akraba, karîb kökünden çok yakın anlamına gelen bir kelimedir. Peki, siz bu bayram kurban kesmeden önce en yakınlarınızın dedikodusunu yapmayı kestiniz mi?
Kurban kesmeden önce arkadaşlarınızın yüzüne gülüp arkasından konuşmayı kestiniz mi?
Yardıma ihtiyaç duyan insanlara önce yardım eli uzatıp sonra bu iyiliği yüzlerine vurmayı kestiniz mi?
“Anne babana öf bile deme!” ayetine rağmen, anne babanıza saygısızlık yapmayı kestiniz mi?
Kardeşlerinizin, dostlarınızın, iş arkadaşlarınızın hakkına girmeyi kestiniz mi?
Yılda iki kez bir araya gelinen bu anlamlı günlerde en yakınlarınızla bayramlaşmak yerine tatile gitmeyi kestiniz mi?
Gençlere; “Ne zaman işe gireceksin?” , “Kaç TL maaş alıyorsun?” , “Ne zaman evleneceksin?” gibi sorular sormayı kestiniz mi?
Tabii ki son sorum işin şakası… Bu soruları daha da çoğaltabiliriz. Ancak kurban kesmeden önce içimizdeki şeytanın kötülüklerini kesebilirsek eminim çok daha rahat edeceğiz. Çünkü: “Elbette onların etleri ve kanları Allah’a ulaşmayacaktır. Ancak O’na sizin takvanız erecektir.”