Türk edebiyatının en önemli hikâye yazarlarından Ömer Seyfettin’in cesedi kadavra olarak kullanıldı mı? Cesedini kimse almaya gelmedi mi? Hastalandığından ve öldüğünden en yakınlarının haberi yok muydu? Tüm bu soruların cevabını iki dakika içerisinde öğrenmek istiyorsanız doğru yerdesiniz.
Ömer Seyfettin, Türk edebiyatı için hiç şüphesiz erken kayıpların başında gelir. Dünya üzerinde kaç kişi 35 yıllık hayat serüvenine bu denli başarılar sığdırmış olabilir? Ömer Seyfettin sadece edebiyatımız açısından değil on numaralı şehrimiz Balıkesir için önemli bir şahsiyettir. 1884 yılında Balıkesir/ Gönen’de doğan Ömer Seyfettin’in en az bir hikâyesini bilmeyen neredeyse yoktur. Ömer Seyfettin yazar ve şair kimliğinin yanı sıra öğretmen, asker ve veteriner hekimdir. Türk dilinde sadeleşmeyi önemseyen ve bunu savunanların başında gelmektedir. Türkçülüğün kurucu isimlerindendir. Çeşitli dergilerde önemli yazılar yazmış ve dönemin önemli isimleriyle bir arada bulunmuştur (Bahâ Tevfik, Necip Türkçü, Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem vb.).
Şimdi gelelim yıllardır dillere pelesenk olan konuya. Ömer Seyfettin 1920 yılında hastalanmış ve hastaneye kaldırılmıştır. Çeşitli rivayetlere göre kimse onu ziyarete gelmemiştir. Hastaneye kaldırıldıktan bir süre sonra da vefat etmiştir. Öldükten sonra da cenazesini almaya gelen olmamıştır. Bu sebeple de cesedinin o dönemin tıp fakültesinde okuyan öğrencileri tarafından kadavra olarak kullanıldığı öne sürülmüştür. Öğrenciler ve Ömer Seyfettin’in kadavrası ile çekilmiş olan fotoğraf gazetede yayımlanmıştır. Ömer Seyfettin’in yakınları bu fotoğrafı gördükten sonra naaşın peşine düşmüşlerdir.
Türkçülük akımının önemli ismi Ömer Seyfettin yalnızlığa mı terk edildi?
Ömer Seyfettin’in arkadaşları, Ali Canip Yöntem ve Halit Fahri Ozansoy hastanede onu ziyaret ettiklerini ve öldüğü gün bile yanında olduklarını belirtmişlerdir. Bahsi geçen ve gazetede yayımlanan fotoğrafın ise 1890 yılına ait olduğu ortaya çıkmıştır. Yani bu fotoğrafın 1890 yılına ait olması kadavra meselesini palavraya çevirmiştir. Ancak fotoğraftaki kadavra ile Ömer Seyfettin’in benzerliği de şaşırtıcıdır. Ben bu konuda büyük bir tereddüt yaşadım. Fotoğrafı sizler için aşağıya bırakıyorum. Takdir Türk Halkı’nın.