Edebiyat, Arapça edb –edeb- kökünden gelen bir kelimedir. Edeb kelime anlamı olarak en iyi ahlak anlamına gelse de, edebiyatın bu kökten gelmesi edebiyatçıları edepli yapar mı? Yoksa bu durum bir zıtlık olarak mı karşımıza çıkar? Bu soruların cevabını tek bir örnek üzerinden açıklamak doğru mudur bilmiyorum. Ama bu cevabın bizi tatmin edeceği görüşündeyim.
Edep, insanoğlunun sahip olması gereken en önemli mirastır. Edepli bir insan olmak lütuf değildir. Aksine edepten yoksun bir karakter, insanlıktan da yoksun sayılır. Peki, her edebiyatçı edepli midir? Elbette hayır. İşte bu durumun en büyük örneği olarak karşımıza çıkan yegâne isim: Tomris Uyar.
Türk öykü yazarı olarak bilinen Tomris Uyar, 1941 yılında dünyaya gelmiştir. Yine edebiyat dünyasının bilinen isimlerinden Türk şair Turgut Uyar ile 1968 yılında evlenmiştir. Bu evlilik Turgut Uyar vefat edene kadar -1985- sürmüştür. Ancak bu evlilik boyunca Cemal Süreya ile olan birlikteliği dillere pelesenk olmuştur. Tomris Hanım bununla da yetinmeyip Edip Cansever ile de yaşadığı aşkı gizlememiştir. Herkesin özel hayatına karışılmaz. Ancak bir insan hem edebiyatla uğraşıp hem de bu kadar edepten yoksun nasıl olabilir akıllarda merak uyandıran bir düşüncedir. İnsanın sadık bir karakterde olması bu kadar zor olmamalı…
