“Doğruyu getiren ve onu tasdik edenlere gelince, işte onlar korunan takva sahipleridir. Onlara, Rablerinin katında ne dilerse vardır; işte bu, iyilerin mükâfatıdır” Zümer/33-34
Bir coğrafyayı tanımak, kültürel miras olarak tanımlanan Blagaj Tekkesi, Hacı Sinan Tekkesi, camiler gibi bugüne kadar varlığını sürdürebilmiş güzelliklerini gezmekle, keşfetmekle başlar ve o coğrafyanın kültür aktarımcıları olan insanları okumak ile devam eder.
Kişi merak ettiği coğrafyayı benimsemek küçük detaylarını anlamanın o coğrafyada yaşam mücadelesi vermiş insanlarını tanımakla ve o insanları keşfetmekle devam ettiğini bilir ve halkla kaynaşmak için çabalamaya başlar. Çünkü kültürel mirasın özellikleri ancak o coğrafya insanın paylaşımları ve anlatıları ile anlam kazanır ve değerlenir.
İşte bu yazı dizisinde Bosna Hersek’in kültürel miraslarının yanı sıra onları anlamlandıran, dünyaya tanıtmak için yazıları ile düşüncelerini paylaşan ve bu dünyayı ilimleri ile aydınlatmaya çalışan kendilerine gıpta ile bakılan düşünürleri kapsayacak bir başlangıç yazısı olması dileğiyle kaleme almaya çalıştım.
Yalnız şu iki kimseye gıbta edilir: “Allah’ın kendisine ihsân ettiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse; Allah’ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse.” (Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3, İ’tisâm 13, Tevhîd 45; Müslim, Muşâfırîn 268)
Başlangıç noktam, 16 Mart 2022 günü insanoğlunun aklının alamayacağı başlangıçların kapısına açılan yeni hayatına uğurlanan, Bosna Hersek, bu topraklarda ilim irfan varetmek, çoğaltmak ve bu toprakları bereketlendirmek için ömrünü adamış ilim adamı Prof. Dr. Fikret Karčıć’(Karçiç) ile başlamaya karar verdim. Bunun en büyük sebebi kişisel olarak bu ailenin bireyleri ile olan tanışıklığıma ve onun kendisini vakfetmesine şahitliğimden kaynaklıdır.
Kısaca, bu güzel insan için çok güzel cümleler yazılabilir, övgüler düzülebilir, ya da ağıtlar yakılabilir, ancak bu yazı ne bir anı yazısıdır ne de bir övgü, bu yazı bu coğrafyada farklı yerlerde yolumun kesiştiği bu ilimin adamının uğraşlarını aktarmama vesile olan bir şahitlik yazısından başka bir şey değildir.
“İnsanoğlu öldüğü zaman bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-ı câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat.” (Müslim, Vasiyyet 14)
Bu ilim adamını kısaca tanımamız için kendisinin doğumundan ölümüne kadar geçen süreçte gerçekleştirdiklerine bakmakta fayda olduğunu düşünmekteyim. Fikret Karčıć 1955 yılında Višegrad’da doğdu. Ortaöğrenimini Saraybosna’da Gazi Hüsrev Bey Medresesi’nden sonra, 1978 yılında Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktora derecelerini sırasıyla 1985 ve 1989 yıllarında Belgrad Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı.
Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Karşılaştırmalı Hukuk Tarihi profesörüydü. Saraybosna Üniversitesi, İstanbul Marmara Üniversitesi, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi, Oslo Üniversitesi ve Boise State Üniversitesi (ABD) İslami İlimler Fakültesi’nde dersler verdi.
Başlıca akademik ilgi alanları karşılaştırmalı hukuk kültürleri, Osmanlı sonrası Bosna-Hersek’teki İslam hukuku ve kurumları tarihi, İslam’daki reformist hareketler ve Balkan Müslümanlarıydı.
Profesör Karčıć, Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Dekan Yardımcılığı (2017-2021), Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yıllığı üyeliği, iki dönem İslam Cemaati Anayasa Mahkemesi Başkanlığı ve diğerleri. 2018 yılında Dr. EnesKarıć, Müslüman Sosyal Bilimciler Derneği (İngiltere) tarafından verilen prestijli Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün sahibi oldu.
Genellikle ya savaş ve yıkımla anılan Bosna Hersek coğrafyası, ilim irfan ve sanat doğasıyla, var etmeye, çoğaltmaya, bereketlendirme için ömrünü adamış ilim adamı Prof. Dr. Fikret Karčıć bu değerli insanlardan sadece biridir. Bu ilim adamını anmak ve kendisine olan bağı göstermek açısından Saraybosna’nın farklı kurumları anma törenleri düzenleyerek, ilim sahibi insanı yad ettiler. Saraybosna İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zuhdija Hasanović, Prof. Dr. Zdravko Lucic, Dr. Ehlimana Memišević, Prof. Dr. Zinka Grbo birçok akademisyen, bu ilim adamının çalışmalarının Bosna Hersek için ne kadar değerli katkılar sunduğunu onaylayarak, ondan geriye kalan bu eserlerin önemini vurguladılar.
Doktoramın sonuna doğru yaklaştığım bu süreçte Bosna Hersek’te yaşam mücadelesi veren müslümanları anlamamda “Boşnakların İslam Geleneği Nedir?” yazısında pragmatic çerçeve ile yardımcı olduğunu vurgulamak isterim. “Endonezya İslamı”, “Türk İslamı”, “Avrupa İslamı” veya “Bosna İslamı” gibi coğrafi ve kültürel karakter özelliklerine sahip terimlerin bu evrensel dinin İslam hakkındaki kamusal söylemin içine yerleştirilmesinin sürecini hem normatif din açısından, böyle bir terminolojinin sakıncalarını kabul hemde belirli bir dine kültürel-antropolojik yaklaşımın önemini vurgulayarak, dinin somut olarak anlaşılmasına ve somut toplumsal gerçekliğin anlaşılmasına sosyolojik bir analiz aracı olarak faydalı olabileceğini vurguladığı Prof. Karcıc’ın birçok doktora öğrencisine diğer kitapları ile yol göstermiş ve bu coğrafyanın daha iyi anlaşılması için emek harcadığına okuyucusu olarak şahitlik etmiş bulunmaktayım.
Bosna Hersek’te düzenlenen birçok konferansta söyleşide kendisini dinleme fırsatım olsa da, kendisi ve muhterem eşiyle kişisel tanışıklığım 2014 yılının mayıs ayında gerçekleşmiştir. Bosna Hersek’in ana posta ofis binası ve tren istasyonunun yanındaki otobüs durağından akşam saat 10.00’da Makedonya’ya doğru İslam Medeniyeti Vakıf Merkezi (FOÇİÇ) başladığım yolculuğun ilim hayatım, arkadaşlıklarım yanında kattığı en güzel etkileşimlerden birisidir Prof. Dr. Fikret Karcıc ile tanışmam.
Dünyada tanınan İslamla dini sözcüleri eğitmenleri olan müslüman ilim adamlarını öğrenmeye aç ve susuz kalmış öğrencilerle bir araya getiren programın ikinci gününde -22.05 .2014 Perşembe- Fikret Karcıc – Modernleşmede Boşnak Deneyimi: Dinin Rolü konulu tartışmasını dinleme fırsatımız oldu. Tartışmalar, sorular ve yorumlar dahilinde ilerleyen bu toplantının sonrasında Makedonya çevresindeki kültürel mirasları görmek için düzenlediğimiz gezide Tetöva’da rahmetlinin bir aile büyüğünün mezarını ziyaret etmemiz ve aile üyesi için ettiğimiz dualar oldu. Muhterem eşiyle Bosna Hersek’ten sonar birçok kez karşılaşarak konuşarak hasbıhal yapma şansı buldum, kendisine yolladığım her selamda beni fotoğraf çeken kız olarak tanımlıyor olması her zaman gülümsetir.
Günlerimizin sayılı olduğu, ölümle yok olacağımız korkusuyla dolu dünya hayatından bir insan daha göçtü ebediyete, bu dünyada yeşerttiği birçok öğrenci bırakarak arkasında. Bizlerde onların kitaplarını okuyarak ve yeni anlamlar katmaya çalışarak bu sürece şahitlik ediyoruz. Ancak yapılacak diğer önemli katkı bu düşünürlerin yazdıklarının, emeklerinin Türkçe’ye çevrilerek daha fazla kişiye ulaşmasının yolunun açılması olduğu kanaatindeyim.