Tarih boyunca Balıkesir şehri birçok ünlü yetiştirmiştir. Bu ün bazen bir din âlimi, bazen bir milli mücadele kahramanı, bazen bir şair, bazen bir sanatçı ve bazen de bir zanaatkârdır. Bugün de sizlere Balıkesir’in yetiştirdiği bir masondan yani Balıkesirli bir masondan bahsetmek istiyorum.
Masonluk demişken… Önce biraz masonluktan bahsetsek fena olmaz diye düşünüyorum. Masonluk aslında bir duvar işçisi mesleği idi. 16. yüzyılın sonları ile 17. yüzyılın başlarında ortaya çıktı. Bu taş ustaları kendi haklarını korumak ve müşterileri ile ilişkilerini düzenlemek için bir loca kurmuşlardı. Bu loca kardeşlik temeline dayalı idi. Aslında masonluğun temelinde sevgi, saygı, hoşgörü ve evrensel kardeşlik duyguları benimsenmişti. Yıllar içerisinde masonluk halk tarafından çeşitli kalıplara büründürülmüş, komplo teorileri içerisinde insanların korktuğu kişiler olarak nitelendirilmişti.
Balıkesirli mason ise II. Meşrutiyet döneminde (1908-1920) Karesi Mebusu (milletvekili) idi. Masonluk ile birlikte kendisine muhafazakâr-ittihatçı veya sosyalist diyenler de vardı. Bu kişi Abdülaziz Mecdi (Tolun) Efendi idi. Abdülaziz Mecdi Efendi kendisini mason olarak değil de muhafazakâr olarak nitelendiriyordu. Kendisinin bürünmek istediği bu kimlik gerçekten muhafazakâr olduğu için mi yoksa masonluk kimliğini gizlemek için mi hala tartışma konusu.
Abdülaziz Mecdi Efendi milletvekili iken hakkında mason olduğu dedikodusu ortaya çıktı. Ancak bu dedikoduyu Abdülaziz Mecdi Efendi’nin mebusluğunu düşürmek için de ortaya atıldığı düşünülmektedir. Halk bu dedikodulara hiç itibar etmemişti. Bu sebeple Abdülaziz Mecdi Efendi’nin mason olduğu dedikodusu çok yayılmamıştı. Abdülaziz Mecdi Efendi de bu dedikodulara karşı susmuştu. Sustuğu için sükût ikrardandır lafı düşünülerek acaba mason muydu sorusunu akıllara getirse de bir kanıt bulunamadığı için hala şüpheli durumunu korumaktadır.