Bugün bir kararname yayınlandığını düşünün. Bir anda bir karar alınıyor ve bütün ülkede sigara içmek yasaklanıyor. Bu yasağa uymayanların da cezası tabii ki öldürülmek. Eğer bugün sigara içenler 17. yüzyılda yaşasaydık bu cezaya maruz kalacaktı. Sigara içmeyenler için hiçbir sorun yok. Ancak sigara içen kişileri büyük bir problem beklerdi.
Pandemi döneminde bazı zamanlar sokağa çıkma yasağı oldu. Bu yasağın en temel sebebi kişinin ilk olarak kendi sağlığı, sonra da halkın sağlığını korumak idi. Ancak sokağa çıkma zorunluluğu olmamasına rağmen sokağa çıkanları biliyoruz, haberlerde okumuştuk. Yasak günlerde sokağa çıkanlara bir miktar para cezası verilmişti. Eğer Pandemi dönemi Osmanlı Devleti döneminde olsaydı hiç kuşkusuz sokağa çıkma yasağına uymayanların cezası para cezası değil ölüm cezası olurdu.
İşte 17. yüzyıl Osmanlı Devleti’nde tahtta IV. Murad var iken bir dizi yasaklar ortaya çıktı. Bu yasakların en başında tütün yani sigara yasağı gelmekteydi. Padişah IV. Murad bütün herkesin sigara içmesini yasakladı. Bu yasağa uymayanlar da öldürülecekti. Sigara yasağını ‘’halkın refahı için’’ olduğunu söyleyen IV. Murad, bu yasak için bir de Şeyhülislam Ahizade Hüseyin Efendi’den fetva almıştı. Şeyhülislama göre bu yasağa uymayanların katli vacipti.
Sigara yasağının en önemli sebebi İstanbul’da çıkan yangınlardı. O dönemde ev mimarileri ahşaptan ve yan yana yapışık şekilde inşa edilirdi. Bir evde yangın çıkınca söndürülene kadar alevler yanındaki evlere sıçrıyordu. Yangın yayıldıkça yayılıyor önüne geçilemiyordu. Bir yangın çıktığında neredeyse bütün mahalle yanıyordu. IV. Murad da bu yangınları önleyebilmek için ülkede sigarayı yasakladı. Bu yasağa uymayanlar çeşitli şekilde cezalandırıldı.
Bu dönemde meyhaneler ve kahvehaneler basılıyor sigara içenler hemen tespit edilip cezalandırılıyordu. Bu yasak çok sert bir şekilde uygulanıyordu. 1649 yılına gelindiğinde sigara yasağının üzerinden 40 yıl geçmişti. İnsanlar neredeyse 40 yıldır sigara içmiyorlardı. Dönemin Şeyhülislamı Bahai Mehmed Efendi sigara içmenin mubah olduğunun fetvasını verince insanlar tekrardan sigara içmeye başladılar. Bu oldukça hayret verici.. Yıllar geçmiş, mevsimler değişmiş insanlar sigarayı unutmuştur diye düşünülürken, halk yeniden sigara içmeye başlamışlardı. Demek ki bazı alışkanlıklar yıllar geçse de değişmezmiş..
Günümüze gelirsek…
Yapılan araştırmalara ve istatistiklere göre dünya genelinde sigara içme oranı %20’dir. 2021 yılında Uluslararası Tıp Dergisi The Lancet’in yaptığı anketlere göre dünya üzerinde sigara içme sayısı 1,1 milyara ulaşmıştı. Dergi, bu sayının tüm zamanların en yüksek sigara içme sayısı olduğunu belirtmişti. Türkiye’de ise yapılan araştırmalara göre yaklaşık 15 milyon kişi her gün sigara içmekte, bu da Türkiye nüfusunun yaklaşık %23’ünün sigara içtiğini göstermektedir.
Bir başka araştırmaya göre dünyada en çok sigara Kiribati ülkesinde içilmektedir. Kiribati tropikal bir ada ülkesidir. Kiribati Cumhuriyeti Büyük Okyanus’un orta kesimlerinde bulunmaktadır. Kiribati’de sigara içme oranı %52’dir.
Peki, bu sigara hayatımıza nasıl girdi? Kısaca değinirsek; 1570’li yıllarda Amerika kıtası yeni keşfedilirken, Amerika’da yetişen tütün oradan diğer ülkelere gönderilmeye başlandı. Osmanlı Devleti de tütün ile bu şekilde tanıştı. O gün bugündür sigara bu topraklarda varlığını sürdürmeye devam etmektedir.