ŞAKA MI? ŞEKER Mİ?
31 Ekim’in olduğu hafta eğer Avrupa’da yaşıyorsanız ansızın kapınız çalar ve bu meşhur soruyu duyarsınız ‘’trick or treat?’’ Yani Şaka mı şeker mi? diye size çocuklar soru sorar. Evet, Cadılar Bayramı’ndasınız!
Bu hafta yazımda; geçtiğimiz hafta Avrupa’nın birçok ülkesinde yine coşkuyla kutlanan Cadılar Bayramı’nın tarihi geçmişine biraz değinmek istedim. Çünkü Cadılar Bayramı artık Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede kutlanmaya başladı. Gerçi Türkiye’de çok pasif kutlanıyor, haliyle. Ancak özellikle Avrupa ülkelerinde çeşitli konseptli partiler verilerek kutlanmaktadır.
Balkabağı temalı olan bu bayramda balkabaklarının içi çıkarılıp gülen yüz şeklinde oyulur. Daha sonra balkabağının içerisine mum konularak bu mum yakılır ve şeytani bir ifade oluşturulmak istenir. Bayramda çocuklar ve gençler kapı kapı herkesin evini dolaşarak ziyaret ederler. Ziyaret esnasında şaka mı şeker mi diye sorarlar. Eğer ev sahibi şaka derse çocuklar o kişiye komik şakalar yaparlar. Ev sahibi şeker derse çocuklar ev sahibine şeker verirler. Ev sahibi de kendisine gelenlere elma şekerleri veya çeşitli hediyeler verir. Bu şekilde Cadılar Bayramı’nı kutlarlar. Yetişkinler ise kıyafet balolarına katılırlar. Özellikle cadı, hayalet gibi korkunç kıyafetleri tercih ederler.
Avrupa’da birçok kesimden insan Cadılar Bayramı’nı kutlarken hatta Türkiye’de bile Cadılar Bayramı’nı kutlayanlar varken muhafazakar Hristiyanlar özellikle tutucu diye tabir edilen Protestanlar genellikle Cadılar Bayramı’nı kutlamazlar. Hatta Cadılar Bayramı’nı çok yanlış bulurlar!
Peki, gelelim Cadılar Bayramı’nın tarihine.. Cadılar Bayramı’nın kökeni Antik Britanya’ya dayanmaktadır. Antik Britanya’da 1 Kasım gününü yaz mevsiminin bitişi ve kış mevsiminin başlangıcı olarak kabul edilirdi. Bu mevsim değişikliği gerçekleşirken ölülerin ruhlarının geri gelerek geçmişte yaşadıkları evlerini ziyaret ettiklerine inanılırdı. İnsanlar da kendilerini bazı kötü ruhlardan korumak için büyük ateşler yakarlar ve ruhların kendilerini tanımaması için de maske takarlardı.
Latin Amerikalılar ise Cadılar Bayramı olarak değil de Ölüler Günü olarak 1 Kasım gününü kutlardı. Bu günde ölen ruhları anarak onların unutulmamasını sağlamak isterlerdi. Ayrıca bir başka rivayete göre de Britanya’da fakir çocuklar kapı kapı dolaşarak kek isterlerdi. Tüm bu adetler bir araya gelince ortaya Cadılar Bayramı ismi verilen bir bayram çıkmış ve geçmişten günümüze değişerek ulaşmıştır.
Avrupa’yı bilemem ama bana sorarsanız Cadılar Bayramı’nın Türkiye’de tutacağını pek zannetmiyorum. Bizim milletimiz üç harflilerin dışında cadıdan, maskeden, iskelet kostümünden korkmaz hatta inanmaz bile. Bu sebeple çok da gündemimize düşmüyor desek yalan olmaz.
