MASONLARIN OSMANLI SARAYINDAN PADİŞAH KAÇIRMA OPERASYONLARI
Bundan birkaç ay önce Balıkesirli mason bir milletvekilini yazmıştım. O günlerde bazı okurlarım masonların tarihini ve Osmanlı Devleti’nde masonluk olup olmadığını sormuştu. Tahmin edersiniz ki yaygın bir söylem var. Osmanlı padişahı V. Murad masondur diye.. Üstelik V. Murad akıl sağlığı yerinde olmayan bir padişahtı. Peki, bir insanın akıl sağlığı yerinde olmayıp da kendisi nasıl mason olabiliyor? Gelin hep beraber bu duruma bir bakalım, sonra da bu masonların Osmanlı sarayından V. Murad’ı kaçırma operasyonlarını konuşalım.
İlk önce V. Murad’ın masonluğuna değinelim. V. Murad’ın masonluk hikâyesi şehzadelik yıllarına dayanmaktadır. V. Murad 27 yaşındayken amcası Sultan Abdülaziz ile yurtdışı gezisine gider. Bu gezide birçok ülkenin kralı ve prensi ile tanışır. Gezi sırasında Galler Prensi ile de tanışmıştı. Galler Prensi V. Murad’a masonluğu anlatmış ve onu da aralarında görmek istediğini belirtmişti.
Bunun üzerine V. Murad 20 Ekim 1872 tarihinde İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bir salonda kendisi için bir tören düzenlenir. Bu tören ile V. Murad resmi olarak mason olmuştur. Osmanlı arşivinde V. Murad’ın mason oluşu ile ilgili bir belge yoktur ancak V. Murad’ın bazı mason toplantılarında kendisinden bahsedildiği, kendisi ile ilgili çeşitli kararlar alındığını anlatan belgeler vardır. Yani V. Murad’ın ismi masonlar arasında sıkça bahsedilmektedir diyebiliriz.
Gelelim masonların Osmanlı sarayını nasıl karıştığı mevzusuna… V. Murad akli dengesi olmadığı için Osmanlı tahtından indirilerek Çırağan Sarayı’nda hapis hayatı yaşamaya başlamış ve yerine de II. Abdülhamit geçmişti. Ancak V. Murad’ın annesi Şevkefzâ Kadınefendi her yerde oğlunun akli dengesinde bir problem olmadığını, çok sağlıklı olduğunu ve II. Abdülhamit’in sırf tahta geçebilmek için böyle bir yalan ortaya attığını söylemekteydi. Bu dedikodular yayılınca II. Abdülhamit İstanbul’daki ve yurtdışındaki birçok doktora V. Murad’ı muayene ettirir. Bu muayeneler sonucunda V. Murad akıl hastası çıkar ve doktorlar bu hastalığın tedavi edilmesinin de imkânsız olduğunu söylerler.
Bunu haber alan mason locası da V. Murad’ı yaşadığı bu hapis hayatından kaçırmayı düşünürler. V. Murad’ı kaçırıp, yurtdışında özgür bir şekilde yaşamasını sağlayacaklardır. Kaçırma planını gerçekleştirmek için ilk önce iki kişiyi kadın kılığında Osmanlı sarayına gönderirler. Kadın kılığındaki bu adamlar saraya girip V. Murad’ı alıp çıkacaklardır. Ancak Osmanlı sarayının çağ ötesi bir güvenlik ile korunduğunu gözden kaçırdıkları için bu iki kişi hemen yakalanırlar ve ömür boyu sürgün cezası alırlar.
Bunun üzerine V. Murad’ın 18 yaşından itibaren dostu olan Rum asıllı mason Cleanti Osmanlı sarayındaki su yolunu kullanarak V. Murad ve annesi ile görüşmeye başlar. Cleanti de V. Murad’ın deli olmadığını düşündüğü için yine su yolunu kullanarak saraya gizlice bir doktor getirir. Bu doktor V. Murad’ı gizlice tedavi ederek iyileştirdiğini söyler. V. Murad’ın iyileştiği için tekrar tahta oturabileceğini düşünen Cleanti onu tahta geçirmek için İngilizlerden yardım istediyse de İngilizler kendisine yardım etmeyeceğini söylemişti.
Bunun üzerine Cleanti ve diğer cemiyet üyeleri II. Abdülhamit’e suikast ile öldürecekler ve yerine V. Murad’ı tahta geçireceklerdi. Ancak bu planı II. Abülhamit’in yönetimi öğrenmişti. Ama Cleanti ve diğer cemiyet üyeleri bu plandan vazgeçmediler. Farklı zaman dilimlerinde bu planı uygulamaya karar verdiler ve her defasında da bu plandan II. Abdülhamit’in haberi oldu ve planın uygulanmasını engelledi. İşte tam da bu sırada Ali Suavi’nin başını çektiği Çırağan Olayı dediğimiz olay patlak verdi.
Bir süre sonra V. Murad dostu Cleanti’ye mektup yazarak kendisini kurtarmasını eğer kurtarmazsa burada öleceğini söyledi. Bunun üzerine Cleanti II. Abdülhamit’e bir bildiri yazarak bu mektubu gazetede yayımladı. II. Abdülhamit olayın büyüyeceği ve halkın da haberi olabileceği endişeleri ile hemen mason loca üyelerini yakalama kararı verdi. Ancak üyeler, başta Cleanti olmak üzere tutuklama haberini alır almaz Yunanistan’a kaçtı. II. Abdülhamit kaçan kişiler hakkında gıyaben idam kararı verdi. Böylece Osmanlı sarayı ile masonların irtibatı kesilmiş oldu.