Bugüne değin Kurban Bayramı ile ilgili birçok ilginç olaylar anlatıldı. Ama benim için üzerinden asırlar dahi geçse yine de en ilginç bulacağım olay, kurban kesemeden parmakları kırılan amcadır. Olay yaklaşık üç dört yıl önce Kurban Bayramı arifesinde gerçekleşmişti. Bir amca Kurban Bayramı’nda kesmek üzere bir inek satın aldı. Satın alma işlemi gerçekleşirken satıcı ile alıcı el sıkışarak pazarlık yapmaya başladı. Bilirsiniz, bu pazarlık kurban alımlarının bir sembolüdür. Pazarlık yaklaşık 45 dakika sürdü. 45 dakika boyunca alıcı ve satıcı el sıkıştı. Bu satıştan sonra alıcı amca el parmaklarında bir zonklama hissetti. Hemen hastaneye giden amca parmaklarının kırıldığını öğrendi! Hem de pazarlık yaparken!
Bu olayı duyan satıcı hemen alıcı amcanın yanına koşarak özür diledi ve helallik istedi. Alıcı amca da helalleşip parmakları pazarlık esnasında kırıldığı için 1500 lira daha indirim yapılmasını istedi. Satıcı da bu amcayı kırmayarak indirimi kabul ederek olay tatlıya bağlanmıştı.
Konu Kurban Bayramı’na gelmişken biraz da Osmanlı dönemindeki Kurban Bayramlarına değinelim. Kurban Bayramı’nın birinci günü Osmanlı padişahı Topkapı Sarayı’nda önce ailesi ile bayramlaşırdı. Sonra Sultanahmet Camisi’ne gidip namaz kılar ve Sarayın Hırka-i Saadet Dairesi’ne gelirdi. Orada padişahı bekleyen kurbanlıklar bulunmaktaydı. Padişah kendi kurbanını kendisi keserdi. Padişah kendi kurbanını kestikten sonra ailesi için kesilecek diğer kurbanlar için vekâlet verirdi. Kurban kesim işlemi sona erince padişah diğer saray mensuplarıyla bayramlaşırdı. Ancak sadrazam ve şeyhülislam ile bayramın ikinci günü bayramlaşırdı.
I.Abdülhamit döneminde Kurban Bayramları’na özel bir ayrıcalık getirildi. Bu ayrıcalık hapishanede bulunan mahkûmlara idi. Cezalarının üçte ikisi sona eren mahkûmlar Kurban Bayramları’nda affedilerek serbest bırakılırdı.
Ben de bu yazı vesilesi ile sizlerin Kurban Bayramı’nı tebrik eder, sağlıklı huzurlu daha nice bayramlar dilerim.
