Bildiğiniz üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı etkinlikleri kapsamında Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde Fatih Sultan Mehmet sergisi açıldı.
(Haberin tamamını okumak için: https://kriterhaber.com/fatih-sergisi-ziyareti-eylul-sonuna-kadar-uzatildi/) Bu serginin gündeme gelmesi ile birlikte Topkapı Sarayı’nda sergilenen hazinelerin içerisinde bulunan bir ürün ile ilgili çok eskiden ortaya atılan bir iddia da tekrardan gün yüzüne çıktı. Topkapı Sarayı’nda bulunan kaşıkçı elması gerçek mi? Yoksa sarayda sergilenen kaşıkçı elması imitasyon mu? Bu sorular tekrardan gündem olunca kayıtsız kalamadım ve sizlere kaşıkçı elmasının hikâyesini anlatmaya karar verdim.
Kaşıkçı elması Osmanlı Devleti döneminden kalan, güzelliği ile sizi etkisi altına alan çok kıymetli bir parçadır. Ben kaşıkçı elmasının bu parıltısını gördüğümde gözlerime inanamamıştım. Gerçeği fotoğraflarından bin kat daha parıltılıydı. Ayrıca günümüze kadar hakkında birçok dizi-film senaryoları ve romanlar yazılmıştır. Kaşıkçı elmasının paha biçilemez kıymeti bu kadar çok bilindiği için de böylesine kıymetli bir eserin bir müzede sergilendiğine insanların inanamaması çok normal karşılanmalıdır.
Kaşıkçı elması 86 karattan oluşmakta ve çevresi iki sıra 49 elmas dizilidir. Oval şekli görünüşü sebebi ile kaşığa benzetildiği için kaşıkçı elması adını almıştır. Ancak Osmanlı hazinesine ne zaman ve nasıl geldiği konusu hala tartışmalıdır. Günümüzde ise Topkapı Sarayı’nın Silah Koleksiyonu bölümünde sergilenmektedir.
Kaşıkçı elmasının Osmanlı sarayına gelişi ile ilgili ortada iki iddia vardır. Birinci iddia 17. yüzyılda İstanbul’da bir kâğıt toplayıcısı çöpleri karıştırırken bu kaşıkçı elmasını çöpte bulmuştu. Bunun işine yaramayacağını düşünerek elması 3 kaşık karşılığında bir kuyumcuya satmıştı. Kuyumcu bu taşın çok değerli bir taş olduğunu fark edince hemen bir arkadaşını çağırarak bu elması göstermişti. Elmasın kıymetini anlayan arkadaşı da bu elmasa sahip olmak isteyince iki arkadaş arasında büyük bir kavga başlamıştı. Kavga büyüyüp dönemin sadrazamı Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın kulağına kadar gidince, sadrazam bu değerli hazineye el koyarak saraya alır ve saray hazinesine dâhil etmişti.
Kaşıkçı elması ile ilgili ikinci iddia ise 18. yüzyılda bir Fransız subayı bu kaşıkçı elmasını Hindistan’dan satın almış ve Fransa’da Napolyon’un annesine satmıştı. Kaşıkçı elması bir süre Napolyon’un annesinin elinde bulunmuştu. Napolyon tahttan indirildikten sonra Napolyon’un annesi maddi sebeplerden dolayı kaşıkçı elmasını satılığa çıkarmıştı. O dönemde Fransa’da bulunan Tepedelenli Ali Paşa bu elması satın alarak kendi hazinesine koymuştu. 1821-22 yılları sırasında Tepedelenli Ali Paşa, padişah II. Mahmud’a isyan girişiminde bulundu. Ali Paşa isyanı bastırılarak öldürüldü. Osmanlı Devleti’nde devlet teamülüne göre ölen devlet adamlarının hazinesi devlete kalırdı. Ali Paşa öldürülünce de hazinesi devlete kalarak kaşıkçı elması da Osmanlı hazinesine girmiş oldu.
Kaşıkçı elmasının Osmanlı sarayına nasıl geldiği günümüzde hala kesin olarak bilinemese de elmasın gerçek olduğu ve 17-18. yüzyıllardan itibaren Topkapı Sarayı’nda bulunduğu kesinleştirilmiştir. Hatta zaman zaman Topkapı Sarayı daire başkanı çeşitli açıklamalar yaparak kaşıkçı elmasının sahte olduğu iddiaları çürütmektedir. Buna rağmen hâlâ inanmıyorsanız o da sizin bileceğiniz iştir…