İstanbul İşgal Altındayken Halife Resim Yapıyor
Sanat hiç kuşkusuz çok önemli ve çok özeldir. Ruhumuzun eşsiz dinginliğidir. Ancak normal şartlarda ve devlet yöneticisi değilseniz… Hanedan olarak yönettiğiniz devletin kötü gidişatını görüp harekete geçmiyorsanız, başkentiniz düşman devletlerin askerleri tarafından gasbediliyorsa, ülkeniz girdiği bir savaşı kaybediyorsa, halk aç ve sefil bir haldeyse sizin bir kenarda resim yapıp müzik ile uğraşmanızın halk nezdinde bir anlamı maalesef yoktur.
Kıymetli okurlarım, Osmanlı padişahlarının her birinin ayrı bir zanaatı vardı. Kimisi marangoz, kimisi yay ve kiriş ustası, kimisi bahçıvan, kimisi hattat, kimisi de kuyumcuydu. Bu padişahlar sefere gidiyorlar ve şanlı zaferlerle geri dönüyorlardı. Boş kalan vakitlerinde de zanaatları ile uğraşıyorlardı. Bir halife vardı ki (o dönemde saltanat kaldırıldığı için padişah olamadı ancak halifelik devam ettiği için halife olabildi) kendisi ressamdı; her durum ve koşulda resim yapardı! Ben de bugünkü yazımda size bu halifenin yapıp da günümüze ulaşan resimlerinden bahsedeceğim.
Abdülmecit Efendi, yani diğer adıyla II. Abdülmecit, Osmanlı Devleti’nin son halifesidir. Kendisi ressam ve müzisyendir. Hatta Osmanlı hanedanı içerisindeki tek ressam olan kişiydi diyebiliriz. 20. yüzyılda da teamüllere göre Osmanlı tahtına en büyük şehzade geçerdi. Ancak hanedan içerisinde Abdülmecit Efendi’den yaşça büyük birçok şehzade olduğundan kendisine taht sırası gelmesine uzun yıllar vardı. Bu sebeple Abdülmecit Efendi padişah olana kadar sanat ile uğraşmaya ve kendisini sanata adamaya karar vermişti.
Yukarıdaki resimde Abdülmecit Efendi torunu Hanzade’yi çizmişti. Bu resimden de anlaşılacağı üzere resim sanatında en çok portre resimleri çizerdi. Çizdiği bütün resimlerinde de çok başarılıydı. Bu başarısı da herkesçe bilindiğinden kendisine Ressamlar Cemiyeti’nin fahri başkanlığı görevi verildi. Ayrıca Abdülmecit Efendi’nin yaptığı birçok resim hem yurt içinde hem de yurt dışında birçok sergide sanatseverlere sunulmuştu.
Abdülmecit Efendi’nin yaptığı resimlerinin içerisinde günümüze ulaşan ve belli bir üne kavuşmuş eserlerinin başında Sarayda Beethoven, Haremde Goethe, Saraylı Hanım, Halil Edhem Portresi isimli resimler gelmektedir.
Kişi çalışmalarının yanı sıra mimari olarak da bir cami kapısı yapmıştır. Ancak yapılan araştırmalar neticesinde bu caminin nerede olduğu hâlâ bulunamamıştır.
Yine Abdülmecit Efendi’nin günümüze ulaşan bir başka çalışması savaş tasviri yaptığı eseridir. 93 harbi olarak da bilinen Osmanlı Rus Savaşı’nın tasvirini fırça darbeleri ile tuvalinin üzerine yerleştirmiştir.
Özetle, o dönemdeki eserlere baktığımızda gayet başarılı resimler ortaya çıkmıştır. Ancak o dönemde resim yapmaktan daha önemli mevzular yok muydu?