Bir padişah düşünün. Güçlü bir devletin başında olup bu ihtişamlı devleti yönetmiş ancak öldükten sonra defnetmeyi unuttukları için cesedi kokmuştu.
Peki, bu padişah kimdir? Bu padişah sadece güçlü bir devleti yönetmekle kalmamış devlet yönetimine yeni bir nizam getirmişti. İlk defa üniversite kurup, yeni gemiler ve tersaneler yapmıştı. Ordu içerisindeki düzeni sağlamış, ekonomiyi geliştirerek altın para bastırmış, ordusunu Avrupa’nın içine İtalya’ya kadar götürtmüştü. Yüz asrı aşkın yıkılmayan İstanbul burçlarını yeni bir top icat ederek (şahi) yıkmış, gemileri karadan yürütmüş, 1480 yıldır var olan Roma İmparatorluğu’nun sonunu getirmiş, çağ kapatıp çağ açmıştı. Bu padişah yenen kimse anlamına gelen ve bir ülkeyi veya bir kenti savaşarak ele geçiren hükümdar anlamına gelen Fatih unvanına alan Osmanlı Devleti’nin 7. padişahı olup altın çağını başlatan Fatih Sultan Mehmet’tir.
Sizde şaşırdınız değil mi? Yüzyıllardır fethedilemeyen İstanbul gibi bir şehri fetheden bu padişahı, vefat ettikten sonra kimse ilgilenmediği için unutulmuş ve cesedi çok kötü kokmuştu. Hatta öyle kötü kokmuş ki kimse cesedin yanına yaklaşamamış ve onu yıkayamamıştı. Ceset de içten içe çürümeye başlamıştı. Şaşılacak şey! Fatih Sultan Mehmet ölmeden önce herkes önünde el etek öperken öldükten hemen sonra kimsenin umurunda olmaması.. Peki, padişah nasıl bu hale geldi hemen bakalım.
Fatih Sultan Mehmet 27 Nisan 1481 tarihinde Memluk Devleti üzerine sefere çıkmıştı. Ancak padişah çok hastaydı ve at üzerinde seyahat edemeyecekti. Bu sebeple sefere saltanat arabasına binerek devam etmişti. Padişah Gebze’ye yakın Hünkar Çayırı denilen yere gelince vefat etmişti. Padişahın naaşı da seyahat ettiği saltanat arabasına konularak İstanbul’a saraya geri gönderilmişti. Osmanlı Devleti’nde bir padişah vefat ettiğinde onun vefatı, veliaht şehzade payitahta gelene kadar saklanırdı. Eğer padişahın vefat ettiği duyulursa ordu içerisinde ‘’başsız kaldık’’ diye karışıklıklar ve isyanlar çıkabilirdi. Bunun önüne geçebilmek için böyle bir devlet geleneği izlenmekteydi. Bu sebeple Fatih Sultan Mehmet’in vefatı tam 11 gün herkesten gizlenmişti.
Padişah’ın naaşı saraya geldikten sonra cesedin üzerinde üç gün üç gece mum yanması gerekiyordu ancak mumlar yanmamıştı. Bunu haber alan İstanbul Muhafızı İshak Paşa derhal cesedin üzerinde mum yakılması gerektiğini söylemişti. Ancak ceset o kadar kötü kokuyordu ki kimse yanına yaklaşamadı.
Bu durumda yapılacak tek bir şey vardı. Onu da Baltacılar Kethüdası Kasım, yanına bir usta alarak halletmişti. Cesedin içi temizlenmişti. Bu esnada Fatih Sultan Mehmet’in iki oğlunun Cem Sultan ve II. Bayezid’ın taraftarları arasında birtakım olaylar meydana gelmişti. Cem Sultan Bursa’da sultanlığını ilan etmişti. Ancak saray erkanının çoğunluğu II. Bayezid’i padişah olarak görmek istediğinden onu destekliyorlardı. Bu desteği arkasına alan II. Bayezid kardeşi Cem Sultan’ı mağlup etmişti. Her iki şehzadeyi de destekleyenlerin sayısı bir hayli çoktu ve herkes kendi desteklediği şehzadenin padişah olmasını istiyordu. Cem Sultan’ı destekleyen veziriazam Karamanlı Mehmet Paşa’yı yeniçeriler öldürtmüştü. Çünkü yeniçeriler de II. Bayezid’in padişah olmasını istiyordu. İstanbul Fatih Sultan Mehmet’in ölümünden sonra adeta karışmıştı! Tabii bu hengamede herkes kendi derdine düşmüştü ve padişahın naaşı unutulmuştu.
Bu konu ile ilgili bazı kaynaklarda Fatih Sultan Mehmet’in cesedinin mumyalandığı yazmaktadır. Ancak Topkapı Sarayı arşivinde bulunan belgelerde açık bir şekilde mumyalandığı yazmamaktadır. Aşağıda gördüğünüz arşiv belgesinde bunu rahatlıkla görmekteyiz. Kethüda, Fatih Sultan Mehmet’in sadece cesedini temizlediğini II. Bayezid’e yazdığı mektubunda söylemektedir.
(Kaynak; Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi – Topkapı Sarayı – Topkapı Sarayı Müzesi Arşiv Evrakı (TS.MA.e 321/1 – H-29-12-0886))