Kıymetli okurlarım, ilk defa bir yazıyı yazmaya elim gitmiyor, kelimeleri kaleme almakta çok zorlanıyorum. İstemeyerek ve büyük bir üzüntü içerisinde… Ciğerimiz yanıyor, kahrolduk.. Ülkemiz büyük bir felaket ile karşı karşıya.. Hepimiz bir olduk, tek yürek olduk, dualarımız, maddi manevi bütün imkanlarımız ile Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeyiz. Bugün hepimiz Kahramanmaraş’ız, bugün hepimiz Şanlıurfa’yız, bugün hepimiz Adıyaman’ız, bugün hepimiz Gaziantep’iz, bugün hepimiz Adana’yız, bugün hepimiz Diyarbakır’ız, bugün hepimiz Malatya’yız, bugün hepimiz Osmaniye’yiz, bugün hepimiz Hatay’ız, bugün hepimiz Kilis’iz.
Yıllar sonra tarihçiler bugünleri anlatırken ‘’Cumhuriyet’in 100. Yılında Büyük Felaket’’ olarak niteleyecekler, hatta bu konu ile ilgili araştırma inceleme makaleleri yazarken bu başlık ile kaleme alacaklardır. Allah beterinden korusun, daha büyük felaketler göstermesin.
1939 yılında Erzincan’da Aralık ayında gerçekleşen deprem 52 saniye sürmüştü ve 7.9 şiddetindeydi. 1939 depremi Türkiye’nin en ciddi büyük depremlerinden biri olarak tarihe geçmişti. O dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin dört bir yanından Erzincan’a yardımlar çok geç ulaşmıştı. Günümüzde ise deprem olduktan en geç bir saat içinde deprem bölgesine yardımlar yola çıkmıştı.
Yüzyılın en büyük ikinci depremi olan 7.5 şiddetinde gerçekleşen 1976 yılındaki Çaldıran Depremi olarak bilinen deprem, Van şehrimizde meydana gelmişti. Burada 3 bin küsur kişi hayatını kaybetmiş, 9 bin küsur binada hasar meydana gelmişti. Günümüze gelirsek 7.4 şiddetli 1999 depremi (Gölcük, Kocaeli) ve 7.2 şiddetli 1999 depremi (Düzce) gerçekleşti. Gölcük Kocaeli depreminde 18 bin küsur vatandaşımız hayatını kaybederken Düzce depreminde 894 vatandaşımız hayatını kaybetti.
2003 yılında Bingöl’de 6.4 şiddetinde, 2011 yılında Van’da 7.2 şiddetinde, 2020 yılında önce 6.8 şiddetinde Elazığ’da sonra 6.6 şiddetinde İzmir’de ciddi depremler meydana gelmişti.
Ülkemiz deprem kuşağında yer alan, kıtasal hareketliliğin fazla olduğu bir bölgedir. Türkiye, dördüncü jeolojik zaman diliminde oluştuğundan genç bir kıtadır. Günümüzden yaklaşık iki milyon yıl önce oluştuğundan genç fay hatları yer almaktadır. Bu sebeple fayların enerjilerini zaman içerisinde yani yüzyıllar içerisinde attığını düşünürsek, Türkiye için deprem bölgesi olması coğrafi açıdan oldukça normal karşılanmaktadır. Hatta bazı coğrafyacılar belki üç milyon belki beş milyon yıl sonra Türkiye kara parçaları tamamen yerleşecek ve faylar bütün kırılmalarını gerçekleştirecek, böylece deprem görülmeyecek diyorlar ancak Allah bilir. Bunun bilgisi sadece Allah katındadır. Biz insanlar görünenler üzerinden sadece yorumlar yapabiliriz.
Allah bir daha böyle felaket yaşatmasın. Ülkemize güzel günler göstersin. Bu depremde vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, kalanlara geçmiş olsun ve bir an önce bu günleri hep beraber atlatalım inşallah. Arama kurtarma ekiplerimize kolaylıklar diliyorum Allah yar ve yardımcımız olsun.