İnsanların cebinde bir altın bile olamadığı yıllardı.. Devletin parası bitmişti. Ekonomide devamlılığı sağlayabilmek için diğer devletlerden borç alınmaya başlanmıştı. Bir kere, iki kere derken dış borçlar tam 200 milyona ulaşmıştı.
Osmanlı Devleti ilk kez dış borcunu 1854 yılında Kırım Savaşı sırasında almıştı. Bu tarihten önceki borçlar iç borçlanma diye isimlendirilip Galata Bankerleri’nden alınmaktaydı. 1863 yılında yabancı sermayeli Osmanlı Bankası açıldı. Bu bankanın; iç ve dış borçların ödenmesi, banknot çıkartma, borç tahvillerinin satışı gibi görevleri vardı.
1854 ile 1876 yılları arasında devlet sürekli olarak diğer ülkelerden borç alıyordu. 1875 yılında Osmanlı Devleti’nin 200 milyon sterlin dış borcu vardı. Devlet bu borcu ödeyemeyince, dış borçlar üzerindeki faiz ve anapara ödemelerini durdurduğunu açıkladı. 6 Ekim 1875 tarihinde devlet resmen iflas ettiğini ilan etti. Devlet iç ve dış borçların taksit ve faizlerin yarısını beş yıl içinde ödeyecek, diğer yarısı da on yılda %5 faizli tahviller verecekti. Ama bunlar yapılamadı.
Devlet iç borçları ödemek için 10 yıl içerisinde yerli borçlulardan damga vergisi, alkollü içki, balık avı, tuz, tütün ve ham ipek olmak üzere hiçbir vergi almayacaktı. Ancak bu durum Avrupalı devletlerin hoşuna gitmedi. Çünkü Avrupalı devletler bu vergilerden gelecek para ile dış borçların yani kendi borçlarının ödeneceğini düşünüyorlardı.
Bunun üzerine 20 Aralık 1881 tarihinde Muharrem Kararnamesi yayınlandı. Muharrem Kararnamesi’ne göre Osmanlı borçları birleştirildi ve Düyun-u Umumiye adıyla bir idare yönetimi kuruldu. Düyun-u Umumiye borçların ödenmesi için devletin mali kaynaklarına el koydu. Düyun-u Umumiye yönetimi ile Osmanlı Devleti tamamen yabancı devletlerin temsilcilerinin denetimi altına girmişti. Düyun-u Umumiye meclisinde İngiliz, Fransız, Alman, Avusturya Macaristan, İtalyan ve Osmanlı delegelerinden oluşan yedi delege vardı. Delegelere ek olarak bir de Galata Bankerleri’nin temsilcisi bulunmaktaydı. Anlaşma yapılarak Osmanlı borçları 191 milyon iken 106 milyona indirildi. Kalan borcun ödenmesi için yeni bir plan yapıldı.
Damga vergisi, alkollü içki, balık avı, tuz, tütün, ipekten alınan vergiler ve Doğu Rumeli vilayetinin ödediği yıllık vergilerin toplamı iç ve dış borçlara ayrıldı. Bu vergileri toplama ve alacakları ödeme görevi de Düyun-u Umumiye’ye verildi.
Ancak Osmanlı Devleti bu borçları ödeyemedi. Bu borçları Cumhuriyet’in ilanından sonra yeni kurulan devlet üstlenmek zorunda kaldı. 25 Mayıs 1954 tarihinde borcun son taksiti ödenerek Osmanlı Devleti’nin borcu bitmiş oldu. 1854 yılında alınmaya başlanan borç tam 100 yıl sonra bitebilmişti.