1923 – 2023 = 100 yıl…
100 yıl insan ömrü için çok uzun bir süreç ancak bir devlet için değil.. Kuruluşundan bugüne tam 100 yıl geçen bir devlettir Türkiye Cumhuriyeti.. Bu sebeple çok daha genç ve çok daha dinamik bir devlettir. Yeniliklere aç ve açık bir devlet, çeşitli alanlarda düzenini oturtmaya çalışan bir devlettir Türkiye Cumhuriyeti…
Bugünkü yazımızda da Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıl içerisindeki değişimine ve dönüşümüne kısaca bir göz atalım. Tabii ki bütün değişim ve dönüşümleri kaleme alsak sayfalar sürer. Bu sebeple lafı fazla uzatmadan kısaca konu ile ilgili birkaç cümle kuralım.
Gerçekleşen bu değişimleri ve dönüşümleri kısaca; seçimler, ülkenin tarım, sanayi, eğitim ve adalet sistemleri olmak üzere çeşitli başlıklar altında topladık. Demokrasinin olduğu ülkelerde seçim önemli bir noktadadır. Türkiye’de de demokrasi olduğunun en önemli göstergesi seçimlerin gerçekleşmesidir. Arada askeri darbeler gibi aksamalar olsa da çok partili seçim sistemi 1946 yılından itibaren düzenli olarak uygulanmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda tarıma dayalı bir devlet idi. Geleneksel sanayi dışında başka bir sanayi yoktu. 1980 yılına kadar tarım sistemine dayalı bir politika izleniyordu. Ancak 24 Ocak Kararları ile tarımın yanı sıra sanayi ve turizm hizmet sektörleri de benimsendi. Tarım sektörüne yeterli destek verilemedi. 21. yüzyıl ile birlikte tarımda çeşitli kalkınmalar yaşansa da yüksek maliyetler sebebi ile çiftçiler üretim yaparken çeşitli zorluklar ile karşı karşıya kalmaktaydı.
Türkiye Cumhuriyeti’nde genel bir eğitim, adalet ve üretim sistemlerine bakıldığında bu sistemlerde sıkıntılar olduğu görülmektedir. Ancak 100 yıl geneline bakıldığında bu sıkıntılar çok normal karşılanmaktadır. Bu sıkıntıların normal karşılanmasının sebebi ise 100 yıllık bir devlette önemli olan eğitim, adalet ve üretim sistemlerinin var olmasıdır. Çünkü bu sistemler zaman içerisinde oturmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin günümüzdeki durumuna bakacak olursak bu durumu sevindiricidir. Çünkü sıkıntılar zaman içerisinde değişiyor ve modern anlamda olumlu yönde dönüşüm gösteriyordur.
Değişim ve dönüşüm demişken.. 19. yüzyılda dünya çapında Sanayi İnkılabı gerçekleşti. 16 ve 17. yüzyıllarda Osmanlı Devleti bir cihan imparatoru iken 19. yüzyılda gerçekleşen Sanayi İnkılabı’na ayak uyduramadığı için devlet yıkılmıştı. Tabii ki Osmanlı Devleti’nin yıkılışının tek sebebi Sanayi İnkılabı değildi. Ancak dünyadaki değişimi yakalayamaması Osmanlı Devleti’nin sonunu getirmişti. Bu sebeple dünyadaki değişim ve dönüşümlere uyum sağlayamayan devletler maalesef ki yıkılmaya mahkumdur.
Türkiye Cumhuriyeti de özellikle sanayi alanında yerli tank, otomobil, gemi gibi üretimler yaparak bu değişime ayak uydurmaktadır. Temennimiz o ki Türkiye bu değişimlere daha çok uyum sağlamalı ve yerli üretimleri arttırarak sanayi ve teknoloji alanında güçlenmelidir.