19. yüzyıldan sonra ulaşımın kolaylaşması, ticaretlerin çoğalması ve devletlerin politikaları gıda üretim ve dağıtım süreçlerinde farklı bir boyut kazanmıştır. İlk gıda markalarının faaliyete geçmesi, diğer devletlere pazarlanıp sunulması alışılagelmiş bir hal almıştır.
1. Dünya savaşı sırasında gerçekleşen tıp çalışmaları sonucu insanların yetersiz beslendiği tespit edilmiştir. O dönemde üs segment bir aile günde ihtiyaç fazlası protein alırken orta ve alt segment ailelerin fazla karbonhidrat tüketimi, işçi sınıfının da aynı ölçüsüz karbonhidrat tüketimi sağlık sorunlarına yol açmıştır. 20. yüzyıla gelindiğinde ortaya çıkan sağlık sorunları şirketler için fırsat olup, üretimde doğal ve sağlıklı besin kullanımı mottosuyla gıdada pazarlamayı doğurmuştur. Çeşitli beslenme biçimlerine göre pazarlama teknikleri gelişmiş ve geniş kapsamlı bir devinim haline gelmiştir. Sağlık sorunlarından sonra bireylerin, formda olma, sağlıklı beslenme, düşük kalori, kilo kontrolü, zengin içerikli besinlere duyulan istek bir iletişim ve ilgi biçimi oluşturarak yeni toplumsal özençlerin evrimine yol açmıştır.
Şirketlerin talepleri karşılama sürecinde teknolojinin bazı özelliklerini etik olmayan şekillerde kullanması, bireylerin duyusal çekiciliklerini maksimum seviyeye taşımıştır. Bu etik olmayan davranışlar pazarlanan ürüne ait olmayan bazı özellikleri farklı gıdalardan elde ederek o ürünün mükemmelliğe yakın şekilde algılanmasını sağlamak olmuştur. Bunun günümüzde en büyük örnekleri fast food akımında görülmektedir. Gün geçtikçe hızlanan yaşamlarımız beraberinde bazı alışkanlıklar getirmiştir. Modern yaşamın iş hayatındaki tempoda birincil ihtiyaçların hızlı, ucuz ve lezzetli karşılanabilmesine olanak sağlayan fast food globalde büyük bir vazgeçilmez halini alarak yaygınlık kazanmıştır.
Sosyal medya kavramının gıda pazarlaması ile birleşmesi ise bu duruma farklı bir boyut kazandırıp, fast food sektörünü çeşitlendirmiştir. Her kuşağın belirli yılları temsil ettiği günümüzde o dönemde var olan beslenme alışkanlıklarıyla bir sonraki kuşağın beslenme alışkanlıkları arasında farklar çoğalmıştır. Günümüz kuşağının sosyal medyayı anormal kullanımı tüketimi her alanda arttırıp, hızlandırmıştır. Sosyal medyada pazarlama kavramı fazlasıyla verimli tepki alıp gelişmeye devam etmiştir. Bunun sonucunda fazla aktif içerik üreten, toplumun değişik kesimlerine hitap yeteneği gelişmiş sosyal medyada yaşamaya alışmış bazı kişilikler “influencer” adı altında takipçilerine özendirici reklamlar yapmaya başladılar.
Gün geçtikçe artan bu kavram yetkinliğini sürekli arttırmakta, bu durum sosyal medya tüketicilerinin influencer ve sosyal medya tanıtımlarına rağbetin olduğunu göstermektedir. Genel anlamda tüketici özendirilmeye alışmış ve bunu hayatına entegre etmiştir.
