İslam dininde iman ve istikamet, hayatın her alanında önemli bir yere sahiptir. İman, Allah’a inanmak, O’na teslim olmak ve O’nun emirlerine uymak anlamına gelirken, istikamet ise doğru yolda olmak, Allah’ın rızasını kazanmak ve günah işlememek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de iman ve istikamet konusunda birçok ayet bulunmaktadır. Bunlardan biri şöyledir: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve dürüst bir şekilde söz söyleyin ki Allah sizin işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa erer.” (Ahzab Suresi, 70-71)Bu ayette, Allah’a karşı gelmekten sakınmanın önemi vurgulanmaktadır. Ayrıca, dürüstlük ve doğrulukla konuşmanın da iman ve istikamet için önemli olduğu belirtilmektedir. İman edenlerin Allah’a ve Resulüne itaat etmeleri gerektiği de bu ayette vurgulanmaktadır.
Hadislerde de iman ve istikamet konusunda birçok öğüt bulunmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İmanın en üstünü, Allah’ı tanımak, O’na teslim olmak ve O’nun emirlerine uymaktır.” (Buhari, İman, 1)Bu hadiste, imanın en üstününün Allah’a teslim olmak ve O’nun emirlerine uymak olduğu vurgulanmaktadır. İmanın sadece kalpte değil, davranışlarda da görülmesi gerektiği belirtilmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ayrıca şöyle buyurmuştur: “Allah’ın rızasını kazanmak için doğru yolda olun. Kim doğru yolda olursa, Allah onun işlerini kolaylaştırır.” (Tirmizi, Zühd, 6)Bu hadiste, Allah’ın rızasını kazanmak için doğru yolda olmanın önemi vurgulanmaktadır. Doğru yolda olan kişinin işlerinin kolaylaştırılacağı da belirtilmektedir.
İman ve istikamet, hayatın her alanında önemlidir. İman edenlerin Allah’a karşı gelmekten sakınması, dürüstlük ve doğrulukla konuşması, Allah’a ve Resulüne itaat etmesi gerekmektedir. Ayrıca, doğru yolda olmak, Allah’ın rızasını kazanmak ve günah işlememek de iman ve istikamet için önemlidir.
Varoluş gayemiz İman ve istikamet, iki nokta arasındaki en kısa yoldur ve yolcusunu güvenli bir şekilde hak ve hakikate ulaştırmaktadır. İstikamet üzere olmak, her türlü aşırılıktan uzak, dengeli, kararlı ve hak yol üzere istikrarlı bir hayat yaşamanın adıdır. İstikamet belki de şairin dile getirdiği şu beyittedir:
“Sen usandırma eli el de usandırmaz seni
Hîlekârlık eyleme kimse dolandırmaz seni
Dest-i a’dâdan soğuk su içme kandırmaz seni
Korkma düşmenden ki âteş olsa yandırmaz seni
Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni”(Diyarbakırlı Said Paşa)
İman ve istikamet üzere olmak, İslam dininin temel prensiplerinden biridir. İman edenlerin Allah’a teslim olması, O’nun emirlerine uyması ve doğru yolda olması gerekmektedir. Bu sayede, Allah’ın rızasını kazanabilir ve büyük bir kurtuluşa erişebiliriz.
Diyanet İşleri Başkanlığınca her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında farklı temalarla kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftasının bu yıl ki ana teması “Peygamberimiz, İman ve İstikamet” olarak belirlenmiştir. Bu vesileyle, Haftamız kutlu olsun. Duamız odur ki, Rabbimiz bizleri insanlığın hizmetinde daima koşan, yaralı gönüllere dokunan ve Allah’ın rızasını kazanan kimselerden olmayı nasip etsin.