RABİA YURDAKÖK
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. BALIKESİR
  4. Gururumuz; Tülütabaklar

Gururumuz; Tülütabaklar

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 ‘’Düşman sesi duymak istemezsen

Kardeş sesidir, uyan bu sesten

Kalkınca görür ki akşam olmuş

Vaktiyle uyanmayan bu sesten.’’

Mehmet Akif Ersoy’un kaleme aldığı bu şiir, Milli Mücadele döneminde düşmanlara bu ülkeyi bırakmayacaklarını anlatmak için yazılmıştı. Her eylül ayı geldiğinde bu kıta Balıkesir’de okunur ve Balıkesirlilerin içini tarifsiz bir coşku kaplar. Bu coşku düşmanı şehrimizden kovduğumuzun yıldönümüdür. Balıkesir’imizin kurtuluş günüdür..

I.Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan mağlup bir Osmanlı Devleti vardı artık. Yüzyıllarca cihana hükmeden devlet artık yenik ve bitap düşen bir devlet oluvermişti. Düşmanlar başkent İstanbul’a kadar gelmiş ve yerleşmeye çalışıyorlardı. Bunu gören Türk halkı kabul etmek istemiyor ancak Osmanlı Hükümeti bir çözüm üretmiyordu.

En sonunda Türk halkı arasında bir direniş başladı. İşte bunun adı Milli Mücadele idi. Bütün bir halk dil, din, ırk gözetmeksizin bir oldular. Tek amaç düşmanı önce yaşadıkları şehirlerden sonra bütün ülkeden kovmaktı. Bağımsızlık ateşi körüklenmişti bir kere.

İlk önce İzmir şehrinin işgal edildiğini gören Vehbi Bolak, ki kendisi Balıkesir milletvekiliydi, bu düşmanın İzmir’den sonra Balıkesir’e de gelebileceğini söylemişti. Bunun üzerine düşmana karşı Balıkesir’de halkın ve askerlerin bir olduğu bir direniş hareketi başlamıştı. Balıkesir’de bulunan Alaca Mescit’te gizli toplantılar yapıldı. Bu toplantılarda düşmanın nasıl yurttan atılacağı görüşüldü. Böylece Balıkesir’de Milli Mücadele ruhu oluşmuştu.

Düşman askerleri ilk önce Balıkesir’den sonra tüm yurttan atmak için çeşitli gizli toplantılar düzenleniyordu. Ancak Yunan askerleri de tetikteydi. Her an toplantı yapabileceklerini düşündüklerinden sürekli halkı kontrol ediyor, toplu buluşmalara baskınlar düzenliyordu. Bunu gören Balıkesirlilerin aklına bir fikir geldi. Tülütabaklar! Deri ustaları keçi, koyun, at gibi hayvanların derilerinden zırh şeklinde kıyafet diye adlandırabileceğimiz deriler yapmışlardı. Toplantıya katılmayan bir grup kişilere bu kıyafetler giydirildi. Üzerlerine de çanlardan oluşan çok ses çıkarabilecek materyaller takıldı. Ellerine de uzun sopalar verildi. Başlarından ayaklarına kadar siyahlara bürünmüşlerdi bu Tülütabaklar. Gizli toplantılar başlayacağı zaman Tülütabaklar sesler çıkartarak şehrin içerisinde koşturuyor ve Yunan askerlerinin üzerlerine yürüyorlardı. Tülütabaklar’ı gören Yunan askerleri daha önce hiç böyle şeyler görmediklerinden korkup kaçıyorlardı. Çünkü isimlendiremedikleri, biçimlendiremedikleri bazı yaratıklarla karşı karşıya kalmışlardı.

Balıkesir’de Tülütabaklar sayesinde Milli Mücadele’de direniş için toplantılar yapılmıştı. Yapılan bu toplantılar ile düşman şehirden çıkarılmıştı. İşte ne çok şey borçluyuz bu Tülütabaklar’a.. Adeta şehrimizin kurtulmaları için canlarını hiçe saymış gizli kahramanlarımız…

Balıkesir’in önde gelen kişileri bir araya gelip, Yunan askerlerinden gizlice silah temin ediyorlardı. Çünkü olası bir saldırı durumunda kendilerini korumaları gerekiyordu. İvrindi ve Sındırgı dağlarında çok sayıda gruplaşmalar ortaya çıkmıştı. Halk kendi arasında çeşitli önlemler alırken 1922 yılının Temmuz ayında merkezden bir telgraf gelmişti. Bu telgrafa göre yakında düşman işgali bitecekti. Bu sevinçli haber üzerine Ağustos ayının sonlarına doğru Sındırgı Dağı’nda örgütlenen kişiler Yunan askerlerine karşı top atışları yaptı. Daha sonra Bigadiç, Çağış, Dursunbey, Kepsut derken bütün şehir Yunan askerlerinden temizlendi.

Böylece tarihler 6 Eylül 1922’yi gösterirken bütün Yunan askerleri Balıkesir şehrinden çıkartılmıştı. Bu zaferimiz her yıl şehrimizde bağımsızlık günü olarak kutlanmaktadır. Coşkuyla, gururla…

Gururumuz; Tülütabaklar
Yorum Yap

Giriş Yap

Kriter Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!