Yaşar Kemal’e saygı ile…
İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar sözünün sahibi, yıllardır hayatımızın içinde olan ve akıllara kazınmış bir şair, bir yazar, bir öncü: Kemal Sadık Gökçeli ya da bilinen meşhur adı ile Yaşar Kemal.
6 Ekim 1923 tarihinde Osmaniye’de dünyaya gelen Yaşar Kemal, 91 yıllık hayat serüveninde çeşitli mecralara öncülük etmiştir. Yaşar Kemal, senarist ve aktivist kişiliğinin yanı sıra yazar kimliği ile ön plana çıkmaktadır. Daha 16 yaşındayken kaleme aldığı Seyhan başlıklı şiiri, onun ileride büyük bir edebiyatçı olacağının en önemli göstergesidir. Şayet ben Seyhan şiirinin Yaşar Kemal’e ait olduğunu bilmeseydim o şiiri edebiyatın en usta şairlerine atfederdim.
“Kendimi bildim bileli zulüm görenlerle, hakkı yenenlerle, sömürülenlerle, acı çekenlerle, yoksullarla birlikteyim.”
Yaşar Kemal pekte iç açıcı bir hayata sahip değildi. Bu dünyada kaç kişinin kurban kesimi sırasında gözüne bıçak saplanabilir ki? Gözünün kör olması ile başlayan hayat mücadelesi, babasının gözü önünde öldürülmesi ardından kekeme olması ile devam etti. Aksilikler hiçbir zaman onun peşini bırakmadı. Ancak o pes etmeyenlerdendi. Belki de bu denli başarısı onun pes etmeyişinden kaynaklansa gerek. Her zaman halkın yanında yer aldı. Yazılarında halkın acılarına ortak oldu, bu acıları dile getirdi. Halkçı tutumları ile halkın sesi olmaktan hiçbir zaman çekinmedi. Nobel Edebiyat Ödülü’ne Türkiye’den aday gösterilen ilk yazar olması ve gerek yurt içi gerekse yurt dışından aldığı ödüller sebebiyle belirtmemde bir sakınca yoktur ki; edebiyatın bir duayeni olmuş olsaydı o duayen şüphesiz Yaşar Kemal’di…
Yaşar Kemal 2015 yılında hayata gözlerini kapatmıştır. O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler.